30 Eylül 2014 Salı

Futbolcu Yatağı Kadırga

Eskiden İstanbul deyince bugün “tarihi yarımada” veya “sur içi” adını verdiğimiz bölge anlaşılırdı. Bakırköy veya Anadolu yakasında yaşayanlar “İstanbul’a gidiyorum” derlerdi. İşte o günlerin İstanbul’u kendi nüfusunun karnını doyuracak kadar ürün yetiştiren bostanların dışında birinci ligdeki kulüplere ve milli takıma oyuncu yetiştiren sahalarla doluydu. Eski birer Bizans sarnıcı olan Fındıkzade ve Karagümrük’teki çukur bostanlar bunların en ünlüleriydi. Karagümrük’te bulunanı 1920’lerin sonunda kulübün oyuncuları ve semt sakinleri tarafından saha haline getirildikten sonra 1940’lı yıllarda düzenlenip Vefa Stadı olarak açıldı. 1930’ların sonunda Süleymaniye kulübü Bayrampaşa deresinin yanında, Yenibahçe denen ve bostanlarla dolu bölgede bir saha yaptırmıştı. Şimdi derenin bulunduğu yerden Vatan Caddesi geçiyor. Bostanların yeriniyse emniyet müdürlüğü, vergi dairesi gibi kamu binaları aldı.

Cinci Meydanı
İstanbul’un tarihi semtlerinden Kadırga da birbirine yakın iki meydanıyla – Kadırga meydanı ve deniz tarafındaki Cinci meydanı – adeta futbolcu yetişen bir tarla gibiydi. Aynı zamanda birer bayram yeri olan bu meydanlar civar semtlerdeki çocuklar ve gençlerin futbol oynama imkânı bulduğu alanlardı. Özellikle bayram günlerinde ip cambazlarının, Karagöz oynatanların, seyyar satıcıların doldurduğu Cinci meydanı, diğer günler maç yapan onlarca gayri federe takımın üst seviyedeki kulüpleri beslediği doğal bir kaynaktı.


28 Haziran 1952 tarihli Milliyet gazetesinde Babür Ardahan’ın yazısından Kadırga’da futbolun geçmişinin epey eskiye dayandığını öğreniyoruz. Mütareke yıllarında tıp ve dişçi mektebinin buraya taşınması sayesinde öğrenciler futbol oynamaya başlamış. Yazara göre bunların arasında Fenerbahçe’nin ilk yıldızlarından Cafer, Bedri ve İsmet gibi isimler varmış. Eski milli futbolculardan Rebii Erkal da henüz Sirkeci’de oynadığı yıllarda takımıyla burada iddialı maçlar yaparmış.

Kadırga kulübünün lokalinde Kadırga'dan yetişip milli takıma
 yükselen futbolculardan bir grup. Beşiktaşlı Necmi Mutlu (solda),
Beşiktaşlı Tuncay Demirtaş ve Vefalı Garbis İstanbulluoğlu (sağda).
Vefa, 1931-33 arasında Kumkapı kulübüyle birleşerek Vefa-Kumkapı adıyla mücadele ettiği dönemde idmanlarını Kadırga semtinde yapıyordu. Bu yıllarda yetişen Hayri Ragıp, Sami Açıköney, Muhteşem Kural, Muvahhit Afir gibi isimler sonradan yıllarca Vefa ve milli takım formasını giydiler.  Kadırga meydanı onlardan sonra gelen kuşaktan da özellikle Beşiktaş başta olmak üzere çeşitli İstanbul kulüplerine birçok futbolcu yetiştirdi. Bunların bir kısmı milli formayı da giydi. Milliyet gazetesindeki aynı yazıdan o tarihte Kadırga civarında yirmi gayrı federe kulüp olduğunu ve yüzlerce futbolcunun Kadırga meydanında top oynadığını öğrenince bu duruma şaşırmamak gerek.

Kadırga'dan yetişen milli futbolculardan
Beşiktaşlı Eşref Özmenç.
Babür Ardahan aynı yazıda o tarihte oynayan Kadırgalı futbolculardan bir takım yapmış. Takım o zamanki WM dizilişine göre şöyle:
Kaleci: Halil (Eyüp), Bekler: Mustafa (Vefa), Cafer (İstanbulspor). Haflar: Salih (Vefa), Tarık (Vefa), Zeki (Vefa). Forlar: Sami (BJK), Eşref (BJK-Milli), Garbis (Vefa-Milli), Hüseyin (BJK-Milli), Nevruz (İstanbulspor).

Bu futbolcuların bazıları o yıllarda isimlerinden çok lakaplarıyla ünlenmişti. Kaleci Halil Eyüp’te fazla oynamadan Beykoz’a gitti ve son derece esnek fiziğinden dolayı “Naylon Halil” adıyla ün yaptı. Vefalı oyunculardan Mustafa “Ördek”,  Zeki “Pinpin” ve “Mendirek”, Garbis ise “Tenekeci” lakabıyla tanınıyordu. Beşiktaşlı Sami “Altıparmak Sami” olarak ünlenmişti. Lakabı açısından en ünlüsü herhalde Beşiktaşlı Çengel Hüseyin’di.

Beşiktaşlı Hüseyin Saygun (Çengel Hüseyin)
Uzun yıllar Kadırga’nın bir futbolcu fabrikası olmasını sağlayan iki saha da artık yok. Kadırga’nın merkezinde bulunan meydan bugün artık bir park olarak semt sakinlerine hizmet veriyor. Sahile yakın olan Cinci meydanıysa seksenli yıllarda Eminönü Belediyesi tarafından etrafı tellerle çevrilerek “modernize edildi” ve halı sahalı bir “spor tesisi” yapıldı. O tarihten sonra da artık Kadırga’da futbolcu yetişmez oldu.

Ayaktakiler: Cafer (İstanbulspor), Levon (Beykoz), Zeki (Vefa), Arap Özcan
(Beşiktaş), Necmi Mutlu (Beşiktaş). Oturanlar: Altıparmak Sami (Beşiktaş),
Eşref (Beşiktaş), Nevruz (Vefa), Şaban (İzmirspor). 
Kadırga semtinin kökü bir hayli eskilere dayanan futbol geleneğini bugün artık parkın bitişiğindeki Kadırga kulübü lokalinde görebilirsiniz. İçeri girdiğiniz zaman kendinizi küçük bir futbol müzesinde hissedebilirsiniz. Yukarıda saydığımız isimlerden sonra Kadırga semtinden yetişen en ünlü futbolcular olarak Beşiktaş kalecisi Necmi Mutlu, yine Beşiktaşlı Tuncay Demirtaş, Vefa ve İstanbulspor’da oynayan Nevruz Güven ve Galatasaraylı Büyük Mehmet’in büyük boy çerçeveli fotoğrafları, milli takıma yükselen diğer oyuncularla birlikte içeri gireni karşılar. Lokalin duvarlarında neredeyse hiç boş yer görünmez. Bütün duvarlar çeşitli dönemlere ait Kadırgalı futbolculardan oluşan takımların fotoğraflarıyla doludur. 

Vefalı Zeki Gökbora (solda), Vefalı  Nedim Güven (sağda).

Galatasaraylı Mehmet Oğuz.



 Kadırga takımı İnönü Stadında 1965-66 sezonunda. Ayaktakiler: Celal,
Turan, Cezmi , Erdoğan, Cengiz, Mehmet Oğuz (GS).
Oturanlar: Abdullah, Bülent (BJK), Birol, Ayhan, Nedim (BJK).
Çoğunluğu Kadırga'dan yetişmiş 1950'lerin yıldızları yazlık bir takım için
bir araya gelmişler. Ayaktakiler: Çengel Hüseyin (BJK), Cafer (İst.spor),
Salih (Vefa), Garbis (Vefa), Levon (Beykoz), Halil (Beykoz), Nusret
(BJK). Oturanlar: Eşref (BJK), Altıparmak Sami (BJK), Nevruz (Vefa),
Zeki (Vefa). Küçük çocuk ise Nevruz'un oğlu ve geleceğin
futbolcusu Nedim Güven.

Kadırga lokali sakinlerinden bir grup.
Günümüzde Kadırga parkının bulunduğu meydanda 1950'lerin başına ait
bir fotoğraf. Garbis ve kaleci Naylon Halil'li bir kadro.


Grubununda şampiyon olan Kadırga kadrosu. Sol başta oturan Necmi
Mutlu'nun kardeşi Cezmi. İki yanında Bursasporlu Arap Cemil.
Ayakta sağdan dördüncü Beşiktaş-Antalyasporlu Bülent.








3 yorum:

  1. Bu haberdeki Altıparmak Sami (Sami Özer) benim rahmetli dayım. Alt soldaki. Eski Beşiktaş futbolcusu. O benim yalnız dayım değil, çocukluğum, en güzel anılarım, neşe kaynağım, benim güneşim, benim herşeyim benim hiç unutmayacağım. Benim en özelim. Onu özlemekle geçiyor hayatım.
    Makaleyi hazırlayan kişiye çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil