17 Kasım 2012 Cumartesi

1964 Manisa Antrenör Kursu

Türkiye'de futbol antrenörlüğü 1964 yılına kadar bugün bildiğimiz anlamda bir düzenleme altında değildi. Futbolu bırakan oyuncular usta-çırak ilişkisi içinde, o anda takım çalıştıran hocalarının yanında yardımcılık yaparak mesleğe adım atıyorlardı. Bu durumu bir disiplin altına almak isteyen Futbol Federasyonu, Türkiye Futbol Antrenörleri Cemiyeti ile işbirliği içinde bir antrenör kursu açmaya karar verdi. Böylece alaylı çalıştırıcı devri kapanıyor, artık diplomalı teknik adam devri başlıyordu. Kurs yeri olarak Manisa'daki Ordu Beden Eğitimi Okulu seçildi. Kurs direktörlüğüne ünlü Alman çalıştırıcı Sepp Herberger'in yardımcısı Klaus-Peter Kirchrath getirildi. Adnan Süvari direktör yardımcısı, Cihat Arman, Gündüz Kılıç, Sabri Kiraz ve Doğan Andaç asistan oldular.

                                                                                           Hürriyet

                                                          Milliyet
Alman antrenör Kirchrath Türkiye'ye geldiği andan itibaren basının ilgisini çekmişti. Nereye adım atsa muhabirler tarafından izleniyordu.

                                                                                            Hürriyet

                                                                                        Yeni Asır

                                                                                     Milliyet
Manisa'daki Ordu Beden Eğitimi Okulu tepeden tırnağa elden geçirilerek kursa hazır hale getirildi. Müracaat eden iki yüz yetmiş kişiden elli sekizi kabul edilerek 10 Temmuz 1964'te eğitim başladı. Katılanlar yirmi gün boyunca tam bir yatılı okul öğrencisi statüsünde çeşitli mesleki eğitim ve derslere tabi tutuldular.
Kahraman Bapçum kursun başladığı güne ait izlenimlerini 11 Temmuz 1964 tarihli  Milliyet gazetesinde şöyle yazmıştı: "Memleketimizde ilk defa tertiplenen ve büyük bir hamle olarak kabul edilen kurs, Türk futbolunun eski yıldızlarını ve şöhretli hocalarını bir araya toplamaktadır. (...) Kursta ilk göreve başlayanlardan Kurs Asistanı Sabri Kiraz sabahtan akşama kadar dosyaların tanzimi ile uğraşmış, daha sonra yine asistanlık görevi bulunan Ordu Spor Okulu beden eğitimi öğretmeni Doğan Andaç'la birlikte antrenörlerin yatak numaralarını hazırlamıştır. Hazırlanan listeye göre antrenörler 4'er kişilik odalarda yatacaklardır. (...) Kampın idare müdürlüğüne tayin edilen İzmirsporlu Sami Özok '40 yıldır futbolun içindeyim, bu kadar yıldızı bir arada görmedim' demektedir."

Kurs boyunca Manisa'daki okula kamp kurduğu anlaşılan Kahraman Bapçum Milliyet'te "Şöhretler Kursundan" başlığıyla hemen her gün röportajlar yayınlıyordu. Bapçum kursa katılan antrenörlerin yaş yelpazesini şu sözlerle özetliyordu: "Son resmi maçını 1939'da oynamış ve o maçta attığı iki golle G.Saray'a 4-0 yenik durumdan, takımını 5-4 zafere ulaştırmış Altaylı Vahap Özaltay, ilk resmi maçını 1939'dan çok sonra oynamış eski F.Bahçe kalecisi Selahattin Ünlü'ye hoş geldin diyordu."



Açılış töreni devletin üst düzey spor bürokrasisinin gövde gösterisine sahne olmuştu. Dönemin Devlet Bakanı Malik Yolaç ve Futbol Federasyonu Başkanı Muhterem Özyurt birer konuşma yaptılar.

                                                                           Yeni Asır


Kahraman Bapçum bir başka gün şunları yazıyordu:
"Türk futbol antrenörlerinin hemen hepsinde doğrudan doğruya futbol konusunun dışında kalan fizyoloji ve hijyen problemleri şuurlandırılmaktadır. Ama gene açıkça görülüyor ki, antrenörlerimiz - belki birkaç istisna vardır, biz rastlamadık - konunun çok yabancısıdırlar.
'Haftaymda eski bir alışkanlığı devam ettirip gidiyor ve limon yediriyoruz, halbuki... ya gittiğimizde...'
'Maç günü yemek meselesini bir türlü halledemedim birader. Acaba şimdiye kadar yaptığımız gibi o gün hafif yemek vermemiz doğru mu?'
Sonra bunlar devam edip gidiyor. Sohbetlerde bu konu açılmaya görsün: Hepsinde bir boşluğu dolduramamış olmanın üzüntüsü. (...)
En az okumuşundan, en bilgilisine kadar, en meşhurundan en isimsizine kadar, en eskisinden en yenisine kadar Türk futbol antrenörleri futbolcunun futbol dışındaki davranışının nasıl olması gerektiğini, ve bu gerekişin nedenlerini aramak yolundadırlar. Ve yazık, çok yazık ki pek çokları hiç, ama hiçbir şey bilmediğini açıklamaktan çekinmemektedir."

                                                                                                                       Milliyet

Futbol sahalarında çektiği unutulmaz fotoğraflarla tanıdığımız İsmet Gümüşdere ise Hürriyet gazetesinde şunları yazıyordu:
"İşte futbol piyasamızın ön planda gelen 58 siması. Bir revizyon amacıyla tertiplenen seminerde tekrar futbol öğreniyorlar. Manisa'daki seminer çok enteresan sahnelerle dolu. Vaktiyle birbirlerine tekme atmış veya gol atmış olanların hatıraları o kadar çok ki. Bir bakıyorsunuz, salon kahkahadan kırılıyor. Şakalaşmalar, espriler gırla gidiyor. Ama bir de ders saati başladığı zaman her şey değişiyor, sıralarında kuzu gibi sessizleşiveriyorlar (...)
Bu arada kursiyerler hocaya, 'Sizin bütün bu anlattıklarınız iyi hoş. Ama bu dediklerinizi yapmak için bizde tesisler yok. Varsa da eksik...' (...)
'Tesisler hakkında şikayetinizi bana değil de açılışı yapan Devlet Bakanına söyleyiniz.' "

                                                                                                                       Hürriyet

Spor basınımız alışıldığı üzere bu organizasyonu da sansasyonel başlıklar atmak için kullanıyordu. Alman hocanın antrenörlerimizi 'fırçaladığı' yazılıyordu.

                                                                                                                   Yeni Asır

Kurs sonunda yapılan sınav yine magazinvari bir şekilde işlenmişti.

                                                                                     Hürriyet

Yirmi gün boyunca işlenen teorik ve pratik derslerin ardından yapılan sınavla birlikte kurs 30 Temmuz 1964 tarihinde sona erdi. Kursa katılanlar diplomalarını aldılar. 

                                                                                             Milliyet

Kurs sırasında çekilen bu 'aile fotoğrafı' Türk futbolunun birkaç kuşağını bir araya getiren önemli bir belge oldu.

En üst sıra, soldan: Yüksel Doğanay, Arif Sevinç, Ahmet Arıboğan, Necdet Erdem, Bülent Esel, Fevzi Büyükyıldırım, Hüseyin Biran, Sabri Kiraz, Sahir Gürkan, Emin Çandarlı, Erdoğan Tokol. İkinci sıra: Şeref Görkey, Gündüz Kılıç, Vahap Özaltay, Mehmet Pür, Sabahattin Erman, Necmi Onarıcı, Günaydın Özyurt, Murat Özpoyraz, Nusret Ükten, Galip Haktanır, Refik Vardaroğlu, Bayram Dinsel, Basri Dirimlili, Lütfü Atamer, Selahattin Ünlü, Hasan Değirmencioğlu. Üçüncü sıra: Cihat Arman, Tarık Gençay, İbrahim Tusder, Mustafa Ertan, Nazım Koka, Ali Mortaş, Bahadır Olcayto, Esat Kaner, Naci Özkaya, tercüman, Kirchrath, Adnan Süvari, Bülent Eken, Coşkun Özarı, Hüseyin Saygun, Doğan Koloğlu. En alt sıra: Ali İhsan Karayiğit, Doğan Andaç, Fahrettin Cansever, Aydemir Nemli, Muhtar Tuçaltan, Şevket Yorulmaz, Bülent Giz, Ruhi Karaduman, Recep Adanır, Doğan Emültay, Selahattin Torkal, M. Ali Par, Şerafettin Benibol, Ziya Taner.
                                                                                                                                                                            (Galip Haktanır arşivi)









1 yorum: