Türkiye’de profesyonel
futbolun 1950’lerde giderek yayılmasıyla birlikte 1959 yılında Milli Lig
kurulmuş ve henüz üç büyük şehirle sınırlı olsa da ülke çapında ilk kez bu denli büyük bir
organizasyon başlatılmıştı. Lig şampiyonu olan takımlar ülkemizi Avrupa
Şampiyon Kulüpler Kupası turnuvasında temsil etmeye başladılar. UEFA bu
turnuvanın rayına oturmasıyla birlikte,1960 yılından itibaren Avrupa Kupa
Galipleri Turnuvasını da düzenlemeye başladı. UEFA’nın 1962 yılında Türk kulüplerine bu
turnuvaya da katılma zorunluluğu getirmesi üzerine artık bir kupa organizasyonu
düzenlemek kaçınılmaz olmuştu.
Futbol federasyonu
başkanı Orhan Şeref Apak, 1962 yılının ilk günlerinde verdiği demeçte şunları
söylüyordu: “Avrupa Kupa Galipleri Turnuvasına iştirak edebilmek için bir
turnuva tertiplemek mecburiyetindeyiz. Türkiye Kupasının tertibi için lüzumlu imkânlardan
mahrumuz. Bu sebeple daha küçük çapta bir turnuva yaparak Avrupa Kupa Galibi
kulüplerin katıldığı maçlara girmek için çalışıyoruz.”
Ancak zamanla diğer ülkelerdeki
gibi bütün liglerde yer alan takımların katıldığı daha geniş çaplı bir turnuva
düzenlenmesi fikri ağır bastı ve Federasyonun 1962 Temmuz’unda yaptığı
toplantıda Türkiye Kupasına iştirak edecek takımlar şöyle belirlendi:
1-Milli Lig takımları, 2- İstanbul, Ankara ve İzmir’in profesyonel
mahalli lig kulüpleri, 3- Türkiye amatör grup şampiyonasına iştirak eden
takımlar.
Türkiye Kupasının başlama hazırlıkları yapılırken bir yandan da o
sezon Milli Lige kaç takım alınacağı konusunda kulüplerle federasyon arasında hararetli tartışmalar yapılıyordu. Kupa işte bu tartışmaların gölgesinde sessiz sedasız başladı ve sadece amatör takımların
katıldığı ilk maçlar 25 Ağustos 1962’de oynandı. İngiliz sistemini andıran ilk yıl organizasyonunda, Milli Lig takımları daha ikinci turdan
itibaren amatör takımlarla eşleşmeye başladı. Fenerbahçe ilk maçına Adana’da çıktı ve Demirspor’u
2-1 yenerek tur atladı. Kupadaki ilk maçı için Zonguldak’a giden Galatasaray Kömürspor’u
5-0 yendi. Beşiktaş da Ankara’da zayıf rakibi Altındağ’ı 8-0 mağlup etti.
İkinci turla beraber
Milli Lig ekipleri arasında ilk elenmeler başladı
ve Kasımpaşa, mahalli ligden Anadolu’ya elendi.
İzmirspor da yine İstanbul mahalli liginde oynayan Beylerbeyi’ne elendi.
O zamanki statüye göre ilk maç berabere bittiğinde uzatmaya
gidiliyor, beraberlik bozulmazsa ikinci maç oynanıyordu. İkinci
maçta da normal süre berabere biterse uzatmaya gidiliyor,
sonuç yine değişmezse tur atlayan takım kura sonucu
belirleniyordu. İşte Beylerbeyi-İzmirspor maçı bu şekilde
iki kez 1-1 berabere sonuçlanmış ve kurada tur
atlayan Beylerbeyi olmuştu.
ve Kasımpaşa, mahalli ligden Anadolu’ya elendi.
İzmirspor da yine İstanbul mahalli liginde oynayan Beylerbeyi’ne elendi.
O zamanki statüye göre ilk maç berabere bittiğinde uzatmaya
gidiliyor, beraberlik bozulmazsa ikinci maç oynanıyordu. İkinci
maçta da normal süre berabere biterse uzatmaya gidiliyor,
sonuç yine değişmezse tur atlayan takım kura sonucu
belirleniyordu. İşte Beylerbeyi-İzmirspor maçı bu şekilde
iki kez 1-1 berabere sonuçlanmış ve kurada tur
atlayan Beylerbeyi olmuştu.
Yarı finalde Ankara ve İstanbul takımları karşılaştı. Fenerbahçe Gençlerbirliğini, Galatasaray Demirspor'u eledi. Böylece kupanın ilk sezonunda
iki ezeli rakip
finale kalmıştı. O zamanın statüsüne göre aynı şehrin iki takımı da karşılaşsa,
final iki maç üzerinden oynanıyordu.
İlk maç 29 Haziran 1963'te Mithatpaşa Stadında yapıldı ve Galatasaray
Fenerbahçe'yi 2-1 yendi. Golleri Uğur, Tarık ve Selim attı.
İkinci maç hiç ara verilmeden ertesi gün yani 30 Haziran 1963'te oynandı.
Takımlar final maçına şu kadrolarla çıkmıştı:
Galatasaray: Turgay, Candemir, K. Ahmet, Talat, Suat, Kadri, İbrahim, Bahri,
Metin, Mustafa, Uğur.
Fenerbahçe: Ali, Osman, Özcan, Tuncay, Özer, Avni, Mustafa, Ferhad,
Şeref, Lefter, Selim.
Fenerbahçe Lefter'in penaltıdan attığı golle 1-0 öne geçmesine rağmen, Bahri ve Mustafa'nın golleriyle bu maçı da 2-1 kazanan Galatasaray ilk Türkiye Kupasının sahibi oldu.
finale kalmıştı. O zamanın statüsüne göre aynı şehrin iki takımı da karşılaşsa,
final iki maç üzerinden oynanıyordu.
İlk maç 29 Haziran 1963'te Mithatpaşa Stadında yapıldı ve Galatasaray
Fenerbahçe'yi 2-1 yendi. Golleri Uğur, Tarık ve Selim attı.
İkinci maç hiç ara verilmeden ertesi gün yani 30 Haziran 1963'te oynandı.
Takımlar final maçına şu kadrolarla çıkmıştı:
Galatasaray: Turgay, Candemir, K. Ahmet, Talat, Suat, Kadri, İbrahim, Bahri,
Metin, Mustafa, Uğur.
Fenerbahçe: Ali, Osman, Özcan, Tuncay, Özer, Avni, Mustafa, Ferhad,
Şeref, Lefter, Selim.
Fenerbahçe Lefter'in penaltıdan attığı golle 1-0 öne geçmesine rağmen, Bahri ve Mustafa'nın golleriyle bu maçı da 2-1 kazanan Galatasaray ilk Türkiye Kupasının sahibi oldu.
Türkiye’de henüz birkaç büyük
ilin dışında futbol amatör takımlar düzeyinde oynanıyordu. Dolayısıyla Türkiye
Kupası, bütün ülkenin gündeminde yer alan, başta üç büyükler olmak üzere profesyonel
büyük şehir kulüplerinin Anadolu seyircisi önüne çıkmasını sağlayan yegâne organizasyondu
o yıllarda. Anadolu halkı, henüz televizyon yayını olmadığı için radyodan dinleyip gazetelerden okuduğu takımları ve futbolcuları
görme imkânına kupa sayesinde kavuşuyordu.İşte 1963-64 sezonunun sürpriz takımı Samsun Yolspor olmuştu. İkinci turda Hacettepe, üçüncü turda İzmirspor gibi Milli Lig takımlarını eleyen Yolspor çeyrek finale yükselirken yeni rakibi Beşiktaş'tı.
Çeyrek finalden itibaren çift
maçlı eleme sistemi uygulanıyordu. İlk maçın
yapılacağı Samsun’u büyük bir
heyecan dalgası kaplamıştı. Beşiktaş’ı tam
üç bin Samsunlu uçağın kapısında
karşıladı. Bölge müdürü, “Kırk seneden
beri Samsun’da böyle bir sportif olaya
rastlanmadığını” belirtip, “daha yıllarca
bu gibi büyük bir maç olmaz” diye
demeç vermişti.
Sonunda maç günü geldi çattı ve 13 bin seyirci kapasitesi olan stat Samsun’un
ilçelerinden, orta ve doğu Karadeniz illerinden gelen 15 bin seyirciyle tıklım
tıklım doldu. Amatör rakibi önünde zorlanan Beşiktaş maçı Güven’in attığı
golle 1-0 kazandı. İlk maçı Samsun’da izleyen İslam Çupi Akşam gazetesinde
şöyle yazıyordu: “Yolspor 0-1 kaybetti. Kaybetti ama; bu yenilginin para – kalb kavgasında bizim beyaz perdenin Necdet Tosun’u gibi ağır bastı.”
ilçelerinden, orta ve doğu Karadeniz illerinden gelen 15 bin seyirciyle tıklım
tıklım doldu. Amatör rakibi önünde zorlanan Beşiktaş maçı Güven’in attığı
golle 1-0 kazandı. İlk maçı Samsun’da izleyen İslam Çupi Akşam gazetesinde
şöyle yazıyordu: “Yolspor 0-1 kaybetti. Kaybetti ama; bu yenilginin para – kalb kavgasında bizim beyaz perdenin Necdet Tosun’u gibi ağır bastı.”
Yolsporlu oyuncuların gece maçı
oynamak istemediğine dair basında haberler çıktı. Taraftarların kendi aralarında, “Lamba ile maç oynanır
mı? İstanbul’un gündüzü yok mu? Çocuklarımız lambaya yabancıdır,”
diye konuştuğuna dair haberler yazılıyordu.
Yolspor takımı İstanbul’da oynayacağı rövanş maçı için beş gün önceden
vapurla yola çıkarken takımı 5 bin Samsunlu davul-zurnayla uğurladı.
Futbolcular maçtan iki gün önce Feriköy’le yapılan bir saatlik idman maçı
sırasında yanmaya başlayan stat ışıklarını durarak seyrettiler. 15 Nisan
1964'te yapılan rövanş maçında Beşiktaş yine zorlandı ama amatör
rakibini bu kez 2-1 yenerek yoluna devam etti.
oynamak istemediğine dair basında haberler çıktı. Taraftarların kendi aralarında, “Lamba ile maç oynanır
mı? İstanbul’un gündüzü yok mu? Çocuklarımız lambaya yabancıdır,”
diye konuştuğuna dair haberler yazılıyordu.
Yolspor takımı İstanbul’da oynayacağı rövanş maçı için beş gün önceden
vapurla yola çıkarken takımı 5 bin Samsunlu davul-zurnayla uğurladı.
Futbolcular maçtan iki gün önce Feriköy’le yapılan bir saatlik idman maçı
sırasında yanmaya başlayan stat ışıklarını durarak seyrettiler. 15 Nisan
1964'te yapılan rövanş maçında Beşiktaş yine zorlandı ama amatör
rakibini bu kez 2-1 yenerek yoluna devam etti.
Kupanın ikinci
sezonuna çeyrek finalden itibaren katılan Galatasaray, PTT ve
Ankaragücü'nü eleyerek yine finale kalırken bu kez rakibi yarı finalde Beşiktaş’ı
olaylı bir maçtan sonra eleyen Altay’dı. İlk maç İzmir’de oynanmış ve Altay 2-0
kazanmıştı. İstanbul’da bir hafta sonra yapılan rövanşta, Beşiktaş 1-0 önde
iken kazandığı penaltı atışını hakem üç kez tekrarlatmış, son penaltıyı Varol
kurtarmış ve maç bu sonuçla bitmişti. Öfkelenen seyircilerin yağdırdığı şişeler
yüzünden 15 dakika sahada mahsur kalan Altaylı futbolcular İzmir’e finalist
olarak döndüler. Hakem Ali Timur'a ise federasyon tarafından bir yıl maç
yönetmeme cezası verildi.
Ankaragücü'nü eleyerek yine finale kalırken bu kez rakibi yarı finalde Beşiktaş’ı
olaylı bir maçtan sonra eleyen Altay’dı. İlk maç İzmir’de oynanmış ve Altay 2-0
kazanmıştı. İstanbul’da bir hafta sonra yapılan rövanşta, Beşiktaş 1-0 önde
iken kazandığı penaltı atışını hakem üç kez tekrarlatmış, son penaltıyı Varol
kurtarmış ve maç bu sonuçla bitmişti. Öfkelenen seyircilerin yağdırdığı şişeler
yüzünden 15 dakika sahada mahsur kalan Altaylı futbolcular İzmir’e finalist
olarak döndüler. Hakem Ali Timur'a ise federasyon tarafından bir yıl maç
yönetmeme cezası verildi.
İzmir'de oynanan
ilk final maçı 0-0 berabere bitti. Kazanan bir hafta sonra
İstanbul’da oynanacak maçta belli olacaktı. Ancak bu aşamada ortaya çıkan
bürokratik bir kargaşa ve sonunda Altay’ın sahaya çıkmaması finale gölge
düşürdü. Normalde Pazar günü oynanması gereken maç, aynı gün Mithatpaşa
stadında Ordu milli takımının maçı olduğu gerekçesiyle pazartesiye ertelenmişti.
Altay kulübü başkanı Rıdvan Burteçin ise asıl amacın asker olan ve Ordu
milli takımında oynayan Uğur, Talat ve Ayhan’ın kupa maçında da oynamasını
sağlamak olduğunu ileri sürdü. Nitekim Genelkurmay başkanlığı Galatasaray’ın
başvurusu üzerine bu üç futbolcuya Altay maçında oynama izni vermişti.
İstanbul’da oynanacak maçta belli olacaktı. Ancak bu aşamada ortaya çıkan
bürokratik bir kargaşa ve sonunda Altay’ın sahaya çıkmaması finale gölge
düşürdü. Normalde Pazar günü oynanması gereken maç, aynı gün Mithatpaşa
stadında Ordu milli takımının maçı olduğu gerekçesiyle pazartesiye ertelenmişti.
Altay kulübü başkanı Rıdvan Burteçin ise asıl amacın asker olan ve Ordu
milli takımında oynayan Uğur, Talat ve Ayhan’ın kupa maçında da oynamasını
sağlamak olduğunu ileri sürdü. Nitekim Genelkurmay başkanlığı Galatasaray’ın
başvurusu üzerine bu üç futbolcuya Altay maçında oynama izni vermişti.
Altay’ın ısrarına rağmen federasyon
karar değiştirmeyince Burteçin, Uludağ’da
kampta bulunan takımı İzmir’e geri çağırdı. 29 Haziran 1964 pazartesi günü
Romen hakem ve Galatasaraylı futbolcular sahaya çıkarak bir süre beklediler.
Daha sonra hükmen galip ilan edilen Galatasaray Türkiye Kupasını ikinci
kez müzesine götürdü.
kampta bulunan takımı İzmir’e geri çağırdı. 29 Haziran 1964 pazartesi günü
Romen hakem ve Galatasaraylı futbolcular sahaya çıkarak bir süre beklediler.
Daha sonra hükmen galip ilan edilen Galatasaray Türkiye Kupasını ikinci
kez müzesine götürdü.
Samsun Yolspor’un
Türkiye Kupasında yarattığı heyecanı üçüncü sezonda
Karadeniz’in yine amatör bir takımı, Trabzon İdmanocağı sürdürecekti. Trabzon
ekibi bir önceki sezonun Türkiye Amatör Şampiyonu olarak kupaya ikinci turdan
itibaren katılmış ve İstanbul’da Sarıyer’i 1-0 yenerek üçüncü tura yükselmişti.
Bu turda karşısına yine İstanbul’dan, ancak bu kez üç büyüklerden Beşiktaş çıktı.
Karadeniz’in yine amatör bir takımı, Trabzon İdmanocağı sürdürecekti. Trabzon
ekibi bir önceki sezonun Türkiye Amatör Şampiyonu olarak kupaya ikinci turdan
itibaren katılmış ve İstanbul’da Sarıyer’i 1-0 yenerek üçüncü tura yükselmişti.
Bu turda karşısına yine İstanbul’dan, ancak bu kez üç büyüklerden Beşiktaş çıktı.
Trabzon'un bu köklü amatör takımının
kadrosunda on yıl sonra Türkiye 1. Liginde
fırtına gibi esmeye başlayacak olan
Trabzonspor’un teknik direktörlüğünü
yapacak iki isim, Ahmet Suat Özyazıcı ve
Özkan Sümer de vardı. Trabzon’da
oynanan maç yarım saatlik uzatmaya
rağmen 0-0 berabere bitti. Bu nedenle,
o zamanki statüye göre İstanbul'da
ikinci maç yapılacaktı.
Rövanş maçı iki hafta sonra İstanbul'da oynanacaktı.
Amatör bir takımın 120
dakika boyunca Beşiktaş'a
kafa tutması ve
yenilmemesi İstanbul
basınının ilgisini çekmişti.
Asıl sürpriz ikinci maçın sonunda yaşanacaktı. Trabzon İdmanocağı Beşiktaş’ı
İstanbul’da 1-0 yenmiş ve çeyrek finale yükselmişti. Milliyet gazetesinde maç
yazısını kaleme alan Halit Kıvanç, İdmanocağı oyuncularından kaleci Aydın,
Haydar ve Ahmet Suat'a beş yıldız vermişti. Kıvanç, "Trabzon'un sahaya
koyduğu tam bir 'futbol takımı' idi, bir 'kupa takımı' idi. Ve İstanbul'da nice
devlerin ayak izleriyle çiğnenmiş sahada Karadeniz'in müthiş fırtınalarından
birini patlattı. İşte bu fırtınada batan da 'büyük takım', 'güçlü favori' Beşiktaş oldu"
diye yazıyordu.
Trabzon İdmanocağı
çeyrek finalde Ankara ekibi Demirspor’a elenirken rakibine
ecel terleri
döktürdü; zira Trabzon’daki ilk maç 1-1 berabere bitmiş, Ankara’daki
maçı Demirspor
ancak 89. dakikada attığı golle 1-0 kazanabilmişti.
Fenerbahçe oldu. 28 Haziran 1965’te yapılan ilk maç 0-0 berabere biterken
iki takım da çok kötü bir oyun sergileyince seyirciler bütün futbolcuları şişe
yağmuruna tuttu. Maçı seyreden UEFA Genel Sekreteri Bangerter, “Hayret
ettim, Türk seyircisi bu kadar şişeyi nereden buldu” diye demeç vermişti.
İki gün sonra oynanması gereken ikinci maç, kulüp başkanlarının aşırı sıcak
hava yüzünden ertelenmesi talebini federasyon başkanı ve UEFA Genel
sekreterinin de kabul etmesi üzerine Eylül ayına ertelendi.
hava yüzünden ertelenmesi talebini federasyon başkanı ve UEFA Genel
sekreterinin de kabul etmesi üzerine Eylül ayına ertelendi.
Finalin ikinci maçı 2 Eylül 1965’te oynandı ve Metin’in penaltı golüyle 1-0 galip
gelen Galatasaray kupayı üçüncü kez müzesine götürdü.
1965-66 sezonunda üst
turlara çıkan amatör ekip Denizli Karagücü oldu. Kendi
sahasında 1. Lig takımı İstanbulspor’u 3-1 yenerek eleyen Karagücü çeyrek
finalde Fenerbahçe ile eşleşti. Tarihinde ilk kez Denizli’de bir maça çıkacak olan
Fenerbahçe’nin idmanı bile üç bin seyirci çekmişti. Ancak bir sürpriz olmadı
ve İstanbul'dan gelen ünlü konuk maçı 2-0 kazanarak tur atladı. Yarı finalde
Fenerbahçe’nin karşısında ezeli rakibi Galatasaray vardı. Normal süresi 1-1
biten maçı uzatmada 3-1 kazanan Galatasaray dördüncü kez finale çıktı.
Finaldeki rakip o sezon lig şampiyonluğunu kazanmış olan Beşiktaş’tı. İlk kez
tek maç olarak düzenlenen finalde, rakibini Turan’ın 87. dakikada attığı golle
1-0 yenen Galatasaray, böylece ilk dört sezonda kupayı kimseye bırakmamıştı.
sahasında 1. Lig takımı İstanbulspor’u 3-1 yenerek eleyen Karagücü çeyrek
finalde Fenerbahçe ile eşleşti. Tarihinde ilk kez Denizli’de bir maça çıkacak olan
Fenerbahçe’nin idmanı bile üç bin seyirci çekmişti. Ancak bir sürpriz olmadı
ve İstanbul'dan gelen ünlü konuk maçı 2-0 kazanarak tur atladı. Yarı finalde
Fenerbahçe’nin karşısında ezeli rakibi Galatasaray vardı. Normal süresi 1-1
biten maçı uzatmada 3-1 kazanan Galatasaray dördüncü kez finale çıktı.
Finaldeki rakip o sezon lig şampiyonluğunu kazanmış olan Beşiktaş’tı. İlk kez
tek maç olarak düzenlenen finalde, rakibini Turan’ın 87. dakikada attığı golle
1-0 yenen Galatasaray, böylece ilk dört sezonda kupayı kimseye bırakmamıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder