Onun bomba gibi şutlarını savurarak ün kazandığı günler
ABD’nin Japonya’ya attığı iki atom bombasıyla savaşa nokta koymasına denk
geliyordu. Dolayısıyla futbolseverler ona lakap bulmakta zorluk çekmediler.
İsmet Artun ömrünün sonuna kadar taşıyacağı “Atom İsmet” adını iki ayağıyla çektiği
sert şutlar sayesinde kazandı.
İsmet Artun ailesinin tek
çocuğu olarak 20 Ocak 1924 tarihinde İstanbul’un Beşiktaş semtinde doğdu. Bu
semtteki Serencebey ilkokulunu ve Ortaköy’de Boğaz kıyısındaki Gaziosmanpaşa
ortaokulunu bitirdi. Bütün yaşıtları gibi o da futbol oynamaya mahalle
arasındaki arsalarda, okul bahçesinde başladı ve birçok çocuk gibi o da
okumasını isteyen babasının baskısıyla karşılaştı. Ne var ki o bir yandan
okumayı bir yandan futbolcu olmayı kafasına koymuştu. Arkadaşları teneffüslerde
kuytulara çekilip sigara içerken o cebine doldurduğu sarı leblebi ve üzümle
besleniyordu.
Ortaokulu bitirdikten sonra 1941 yılında amcasının
müdürlüğünü yaptığı yapı usta okulunda okumak üzere Ankara’ya gitti. Burada
okurken Gençlerbirliği’nde lisanslı olarak futbol oynamaya başladı.
Gençlerbirliği’nin 1945-46 Ankara şampiyonu olan kadrosunda yer aldı. O sezonun
sonunda bugünkü Yıldız Teknik Üniversitesini oluşturan İstanbul Teknik Okulunda
inşaat mühendisliği okumak üzere İstanbul’a döndü.
İsmet Artun’un İstanbul’daki yeni takımı Vefa oldu.
1946-47’de en parlak sezonunu yaşayan Vefa, ligi şampiyon olan Fenerbahçe’yle
aynı puanda bitirdi ve tek gollük bir averaj farkıyla ikincilikte kaldı. Bu
başarıda büyük pay sahibi olan Atom İsmet attığı sekiz golle İstanbul gol kralı
oldu. Aynı başarıyı Milli Küme maçlarında da gösterdi ve on iki maçta on bir
gol attı.
Şeref Stadında oynanan bir Fenerbahçe - Vefa maçında Cihat Arman'a gol atarken. (Türkspor) |
Daha sonraki iki sezonda da Vefa forması giydi. Ancak yedek subaylık
görevi nedeniyle 1948-49 sezonunda sadece altı maçta oynayabildi. Askerlik
hizmetini tamamladıktan sonra çalışmak üzere bir kez daha Ankara’nın yolunu
tuttu. Milli Eğitim Bakanlığı ve Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü gibi kamu
kurumlarında çalışırken bir yandan da ilk takımı Gençlerbirliği’nde futbol
oynuyordu.
Gençlerbirliği’nin 1949-50 ve 1950-51’de Ankara şampiyonu olmasında
attığı gollerle pay sahibi oldu. 1951 yılında yayımlanan Gençlerbirliği
mecmuasının ilk sayısında ondan şöyle bahsediliyordu: “Arife tarif ne hacet:
Atom İsmet bu… Yalnız bazen radyo karbonu fazla geliyor ki sahadan çıkarılmak
lüzumunu ihtiyar ediyor. Latife-i târiz bertaraf (iğneleyici latif bir yana), siyah-kırmızılı hücum hattını
neticeye götüren âmillerden biri de İsmet’tir. Hele topla giderken
arkadaşlarına da nazar eylese?”
Gençlerbirliği ilk yurtdışı seyahatini 1951 Mayıs ayında
Suriye, Lübnan ve Ürdün’e yapmış, bu ülkelerde çeşitli maçlar oynamıştı. İsmet
Artun da bu seyahatte yer aldı. Döndüğünde Ankara’nın bir başka güçlü takımı
Demirspor’a transfer oldu. Fakat devir henüz amatörlük devriydi. Transfer
karşılığı yüklü bir ücret almak söz konusu değildi. O sıralarda oğlu Melih
dünyaya geldiğinde kulübün ona verdiği hediye doğumun DDY hastanesinde
gerçekleşmesi oldu.
Demirspor'un 1952 yazında Almanya'da çıktığı turnede bir maç sırasında. |
İsmet Artun 1954’e kadar Ankara Demirspor’da oynadıktan
sonra futbolu bıraktı. Henüz profesyonelliğin yaygınlaşmadığı yıllarda geçim
derdine düşüp düzenli bir işte çalışmanın yolunu arayan insanlar için otuz yaş
futbol oynamak bakımından çok geçti. 1956’da İstanbul’a tayini çıktı. Burada Beden
Terbiyesi Bölge Müdürlüğünde görev yaptı. İnönü Stadının 1960’ların başında
yapılan yeni açık tribününün kontrol mühendisliğini üstlendi. Futboldan
kopamadığı için 1960’ların ortasında Vefa kulübünün yeni seçilen yönetiminde
görev aldı. Vefa 1964-65 sezonunda 2. Ligde şampiyon olup Türkiye 1. Ligine
döndüğünde takımın umumi kaptanlığını yapıyordu.
İsmet Artun (sağ başta) 1964-65 sezonunda, Vefa'nın şampiyonluğunun belli olduğu Beyoğluspor-Bursaspor maçını heyecan içinde izliyor. Yanında saatine bakan Vefa antrenörü İbrahim Tusder. (Milliyet) |
Vefa 1974’te nihai olarak 2. Lige düştükten sonra çok
sevdiği kulübünü zor günlerinde yalnız bırakmadı ve bir kez daha yönetimde
görev alarak ikinci başkanlığı üstlendi. Ne var ki bir avuç yöneticinin
fedakârca çabaları yeterli olmadı ve Vefa, bütün bir şehrin desteğini arkasına
alan Anadolu kulüpleriyle rekabet edemedi. İsmet Artun bu ikinci dönemden
sonra bir daha yönetimde görev almadı.
Vefa'nın iki İsmet'i 70'li yılların sonunda Vefa Stadında bir arada. İsmet Artun (Atom - solda) ve İsmet Yamanoğlu (Tahtabacak - sağda). |
1988’in soğuk bir kış gecesi ansızın felç geldi.
Hastaneye kaldırılan İsmet Artun on gün kadar yattıktan sonra biraz düzelir
gibi olduysa da ikinci darbeye dayanamadı ve henüz altmış dört yaşındayken, 6 Aralık 1988'de vefat etti. Kim bilir, belki o sıralar artık 3. Lige düşmüş olan Vefa’nın
durumuna yüreği dayanamamıştı.
Paylaştığı bilgiler ve fotoğraflar için merhum İsmet Artun'un oğlu Melih Artun'a teşekkür ederim.
Paylaştığı bilgiler ve fotoğraflar için merhum İsmet Artun'un oğlu Melih Artun'a teşekkür ederim.
Fethi Aytuna'ya binlerce teşekkürler. Çok kişinin bilmediği kıymetli ve değerli şahsiyetleri, bizlere hatırlattığı için.
YanıtlaSilSayın Fethi AYTUNA'ya İsmet ARTUN'un ailesi olarak teşekkürlerimizi sunarız.
YanıtlaSil