31 Ekim 2014 Cuma

Günay Kayarlar - Bir Galatasaray Emektarı

Bir futbol takımında genellikle herkesin ismini bildiği iki-üç yıldız yer alır. Bir de bu isimlerin dışında sessiz sedasız görevini yapıp takımın başarısı için emek harcayanlar vardır ki, böyleleri olmasa o kulübün ayakta kalması veya şampiyonluklar kazanması zordur. Bu yazımızda ele alacağımız Günay Kayarlar da böyle insanlardan biridir. On iki yaşındayken girdiği Galatasaray kulübünde önce oyuncu, sonra antrenör olarak görev yapmış, zaman zaman başka kulüpleri çalıştırdıktan sonra tekrar yuvaya dönüp idari menajerlikten, tesis müdürlüğüne, futbol okulu yöneticiliğine kadar her kademede çalışmış. Futbola nasıl başladığını, Galatasaray’a girişini şöyle anlatıyor:


“1935 Şişli doğumluyum. Bütün çocuklar gibi ben de sokaklarda top oynamaya başladım. Babam top oynamamıza kızardı. Akşam eve geldiğinde ayakkabılarımı kontrol ederdi. Yeni alınan ayakkabımın birkaç günde burunlarının açıldığını bilirim. Onları babamdan saklardık. Ağabeylerim de futbol oynardı. Büyük ağabeyim rahmetli oldu. Deniz albaylığından emekliydi. Ben lisede oynarken onun futbolunu gördüm. Ama o okumayı tercih etti. Mersin’e, Deniz Harp Okuluna gitti. Küçük ağabeyim Bülent çok iyi futbolcuydu. Galatasaray A takımında da oynadı.”

1950-51 sezonunun Galatasaray genç takımı. Günay Kayarlar
arka sırada sağ başta. Ön sırada sağdan ikinci, birlikte A
takımına geçtiği arkadaşı Ali Soydan. Orta sıradaki takım
 elbiseli beyefendiler A takımının antrenörü İngiliz Lockhead
ve genç takım antrenörü Selahattin Buda. Fotoğrafın altındaki
imza o dönem kulüp müdürlüğü yapan Leblebi Mehmet'e ait.
“Ben 14 yaşında Galatasaray genç takımına girdim. Ağabeyim Bülent genç takım seçmelerine katılmıştı. Kazanıp oynamaya başladı. Oynarken ‘Kardeşim de iyi futbolcudur,’ deyince görmek istemişler. Ben doğrudan doğruya Galatasaray genç takımına gittim ve kabul edildim. Ne zaman ki, futboldan para kazandım, 16 yaşında yardım gibi Galatasaray’dan maaş almaya başladım – her ay 300 lira alıyordum ki o zaman için iyi paraydı. Babama yardım ediyordum o maaşla. O zaman futbol oynamama itiraz etmeyi bıraktığı gibi maçlara gelip teşvik etmeye de başlamıştı. Hatta eğer birisi tribünde futbolcuları eleştirirse onlarla tartışmaya giriyormuş.”


“1953’de genç milli oldum. Belçika’da dünya şampiyonasına gittik ve üçüncü olduk. Hocamız Cihat Arman’dı. Biz onu zamanında seyrettik, hakikaten çok iyi kaleciydi. Yarı finalde Macaristan’a yenildik. Sonra İspanya’yı yenip üçüncü olduk.” Günay Kayarlar’ın da sol bek olarak görev yaptığı genç milli takım, saman alevi gibi bir parlayıp bir sönen ülkemiz futbolunun o güne dek gördüğü en büyük başarıya imza atmıştı. İzmirspor kalecisi Seyfi Talay, Adaletli Gökçen Dinçer, Fenerbahçeli Akgün, Beşiktaşlı Metin Erman, sonradan Ankara Demirspor formasıyla gol kralı olacak Fikri, Beşiktaşlı Coşkun Taş gibi geleceğin başarılı isimleri yer alıyordu bu kadroda.

1953'te dünya üçüncüsü olan genç milli takım. Ayaktakiler (soldan): Coşkun Taş (BJK), Seyfi Talay (İzmirs.), Necdet
Çoruh (KP), Ercan Ertuğ (GB), Metin Erman (BJK), Günay Kayarlar (GS), Fikri Elma (Ank. Pınarspor), Akgün Kaçmaz
(FB). Oturanlar: Gökçen Dinçer (Adalet), Erol Topoyan (Adalet), Vedat Dömeke (Eyüp).
“Galatasaray genç takımında antrenörümüz Selahattin Buda idi. Futbolcudan çok iyi anlardı ve çok iyi gönül alırdı. O zaman diploması filan yoktu ama çok iyi anlardı futboldan. Geldiğim sene A takımını Lockhead isimli bir İngiliz çalıştırıyordu. Sık sık gelip genç takımı da izliyordu. Genç takımda Küçük Ali (Soydan) ile beraber oynadık ve A takıma beraber çıktık. Ondan sonra Gündüz Abi geldi. Onun zamanında A takıma alındım.”

1953-54 sezonunda Galatasaray'ın muhtemelen B
takımından bir grup. Ayaktakiler Kadri Aytaç, Necmi
Erdoğdu (Torik Necmi), Şükrü Gülesin. Oturanlar:
kaleci Metin Türel ve Günay Kayarlar.
Günay Kayarlar’ın aynı yıl içinde kazandığı bir diğer başarı Galatasaray formasıyla olmuş. Turgay Şeren, İsfendiyar, Suat, Coşkun, B. Ali gibi isimlerin de yer aldığı Galatasaray amatör takımı 1953 yılında Adana’da Türkiye şampiyonluğunu kazanmış.  Bu başarıların ardından 1954-55 sezonunda Galatasaray A takımına alınmış ve 1955’te profesyonel olmuş. O günlerdeki takım arkadaşlarını şöyle sıralıyor Günay Kayarlar: “Kaleci Turgay, sağ bek Candemir, sol bek Necmi sonra Tayyar Cavcav geldi. sağ haf Coşkun Özarı, santrhaf Bülent Eken, o İtalya’ya gidince Doğan Koloğlu ve Büyük Ali oynadı. Sol haf harika bir futbolcuydu: Rober Eryol. Forvet İsfendiyar, Suat, Metin, Kadri, Küçük Ali’den oluşuyordu. Ben genç takımda ve Türkiye amatör şampiyonasında sol bek oynadım. Ağabeyim Bülent sağ bek oynuyordu. Sonradan orta sahaya geçtim, sol ve sağ haf oynadım. Metin Oktay benden bir sene sonra gelmişti. Ben geldiğimde Suat, Kadri, Coşkun vardı takımda. 1955’te lig şampiyonu olduk.”

1953'te Türkiye birincisi olan Galatasaray (soldan): Bülent Kayarlar, Ali Soydan, İsfendiyar, Suat, Bülent Varol, Günaydın
Özyurt, Coşkun, Günay Kayarlar, Bülent Eken, Cemal, kaptan  Muzaffer Tokaç.
Söz o günlerin zorluklarından açılınca kendi tecrübelerini anlatıyor: “Dinyakos’a ayakkabı yaptırırdık. Çok enteresan bir adamdı. Ayağına baktı mı numaranı anlar, bir bakışta çizer ve yapardı. Bütün futbolcular sıraya girerdi ayakkabı yaptırmak için. İki üç ay sonrasına gün verirdi. Ama biz usulünü biliyorduk. Giderken bir şişe rakı alıp koyuyorduk. ‘Sağ ol paşam,’ derdi, hemen oradan bir ayakkabı uydururdu. Biz hep toprak sahalarda oynadık. Maça çıkarken önce taşları temizlerdik sahadan. Yağmur yağdı mı çamur, batak olurdu. Ayakkabıları biz kendimiz tamir ederdik. Kösele keserdik. Evde örsümüz vardı, krampon yapardık.”

Galatasaray yedekleri 1954'te Trabzon'da bir maçta. Sağdan üçüncü Doğan
Koloğlu, beşinci Günay Kayarlar. Sol tarafta Gündüz Kılıç görülüyor.
Günay Kayarlar tecrübeli isimlerin çokluğundan dolayı takımda fazla oynama şansı bulamayınca Galatasaray’dan ayrılarak Beyoğluspor’a geçmiş: “Galatasaray’dan Beşiktaş’a geçmem söz konusuydu ama Beyoğlusporlu oldum. Onlar beni tanıyorlardı çünkü Galatasaray ile özel maçlar yapıyorlardı. Beni istediler ama o sırada Beşiktaş’la sözleşme imzalamak üzereydim. Fakat Galatasaray bu transferi istemedi. O yüzden Beyoğluspor’a gittim."


Günümüzde rastlamayacağımız bir nezaket örneği: Günay
Kayarlar'ın başka takıma transfer olmasına izin veren
kulüp yöneticilerine yazdığı teşekkür ve veda mektubu.


1956-57 sezonunda formasını giydiği Beyoğluspor, kısıtlı imkânlarıyla İstanbul profesyonel liginin mütevazı takımlarından biri olarak alt sıralarda mücadele ediyordu. Bu takımda bir sezon oynadıktan sonra daha iddialı bir takım olan Beykoz'a transfer olmuş Günay Kayarlar.

Günay Kayarlar (ayakta sağdan ikinci) Beyoğluspor formasıyla. Sol başta
Koço Kaplan. Beşinci oyuncu Beşiktaş ve AEK'de oynayan  Aleko Sofianidis.
Sol başta oturan daha sonra Beykoz ve AEK takımlarında oynayan
Aleko Yordan. Sağ başta oturan Dimitrioğlu.
“Beykoz bir hamle yapmıştı o seneler. Necmi daha Beykoz’da oynuyordu. Sol bek İsmet, sağ haf Hasan, santrhaf Ekerbiçer vardı. Ben sol haf oynuyordum. Sağ açık Ziya Baydar pırlanta gibi bir insandı. Çok iyi çalım atardı. Küçük Erdoğan, Büyük Erdoğan vardı, hepsi çok iyi futbolcuydu.  Beykoz’a transfer olduğum zaman belli bir miktar transfer parası almıştım. O parayla o zaman bir araba alınabiliyordu ama tabii şimdiki paralarla mukayese edilemez. Çok iyi bir kadromuz vardı, bütün büyük takımlara kafa tutuyorduk.”



Beykoz'un 1957-58 sezonundaki kadrosu. Ayaktakiler: Necmi, Günay, Nusret Ülük, Ziya, K. Erdoğan, Ekerbiçer.
Oturanlar: Mustafa Yürür, Hasan, Katır Nusret, B. Erdoğan, Rauf. 
Beykoz’un simgesi haline gelen Kelle İbrahim maçlardan evvel soyunma odasında Beykoz marşını koro halinde bütün oyunculara söyletirmiş. Günay Kayarlar o günlerin hatırası olarak sakladığı bu marşın sözlerini bizimle de paylaşıyor.


Beykoz’da üç sezon oynayan Günay Kayarlar’ın 1960-61 sezonundaki yeni kulübü Feriköy olmuş: “Feriköy’de Büyük ve Küçük Rıdvan, İsmet, kaptan Ahmet, Münacettin gibi futbolcularla birlikte oynadım."

Feriköy 1960-61 kadrosu. Ayaktakiler: Günay, ? , ?, ? , Necdet, Burhan, kaptan Ahmet.
Oturanlar: Büyük Rıdvan, Hüseyin, Aleko, İsmet.
"Feriköy’den Beyoğluspor’a döndüm tekrar. Orada mahalli lig şampiyonluğu yaşadık. Bursa’da baraj maçlarına katılıp Türkiye 1. Ligine çıktık.” Böylece Günay Kayarlar yeniden Beyoğluspor’a dönerken takım da 1962-63 sezonunda ilk kez Türkiye 1. Liginde mücadele etmeye başlamış."

1961-62'de İstanbul mahalli ligi şampiyonu olup Bursa'daki baraj maçlarında Türkiye 1. Ligine yükselme hakkını kazanan
Beyoğluspor takımı. Ayaktakiler: ? , Güngör Sürel, Sedat, Kaplan, ? , Kartal. Oturanlar: Kemal,
Gogo, Günay,  ? , Alpay.
1964’te antrenörlük hayatı başlamış: “Antrenörlüğe de Beyoğluspor’da Doğan Koloğlu’nun yardımcılığını yaparak başladım. Sonra Eşfak Abi (Aykaç) ile Beşiktaş’ın ünlü oyuncusu Voleci lakaplı Şeref Görkey ile çalıştım.” Günay Kayarlar 1978’e kadar Alibeyköy Adalet, Anadolu, Karagümrük gibi İstanbul’un muhtelif kulüplerini çalıştırmış.

Alibeyköy Adalet'i çalıştırırken bir maçta.
1979’da tekrar Galatasaray’a dönmüş, altyapı sorumluluğunu ve PAF takımı antrenörlüğünü üstlenmiş. 1980-81’de ikinci kez Galatasaray’ın başına geçen Brian Birch’ün yardımcısı olmuş. O sene Trabzonspor ve Adanaspor’un ardından ligi üçüncü sırada tamamlamışlar. Fakat Birch ikinci sezonunda bir hadiseye karışınca görevinden uzaklaştırılmış ve Günay Kayarlar iki maç için takımın başına geçmiş. Ardından Özkan Sümer’in yardımcısı olarak görevine devam etmiş.


“İkinci kez Galatasaray’a geldiğinde Birch’ün yardımcısıydım. Bir maçta Hürriyet gazetesinden Faik Gürses’e saldırdı. Olaylar çıktı. Sonra spor basını ona cephe alınca Türkiye’den ayrıldı.  Onun üzerine takım iki maç bana kaldı. O iki maçı kazandık. Deplasmanda Gaziantep’i, burada Ankaragücü’nü yendik. Sonra Özkan Sümer’i getirdiler, ben de onun yardımcılığına devam ettim.”

Galatasaray'ın Temmuz 1981'deki sezon açılışı.
Özkan Sümer'le bir buçuk sezon çalıştıktan sonra Galatasaray'ın teknik sorumluluğuna 1983-84 sezonunda Tomislav İviç getirilince onun yardımcılığıyla görevini sürdürmüş Günay Kayarlar. 1984’te Almanya’da katıldığı teknik direktörlük kursunu bitirdikten sonra yine Galatasaray’a dönmüş ve iki sezon boyunca 3. Lig takımının teknik direktörlüğünü üstlenmiş. Daha sonra Futbol Federasyonunda bölge antrenörlüğü, teknik sorumluluk gibi görevlerde bulunmuş. Yaklaşık yedi yıl federasyonda görev yaptıktan sonra Galatasaray, Beylerbeyi ve Beykoz takımlarında menajerlik, İstanbulspor’da altyapı teknik sorumluluğu yapmış.



Spor muhabiri Şafak Kayarlar’ın babası olan Günay Kayarlar son olarak 2004 yılında üstlendiği Galatasaray futbol okulunun yöneticiliğini bu yıl bıraktıktan sonra Galatasaray ve futbolla ilişkisini artık bir futbol sever olarak sürdürüyor.


Galatasaray'ın yüzüncü yılında merhum başkan Özhan Canaydın'dan
plaket alırken.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder