Bazı insanlar vardır, talihleri
hep yaver gider. Art arda gelen mutlu rastlantılar sonucu hızla arzuladıkları
hedeflere erişirler. Bazı insanlar içinse durum tam tersidir. Birbiri ardına
yaşadıkları aksilikler yüzünden bir türlü hak ettikleri yere ulaşamazlar.
İzmirspor ve Galatasaray formalarıyla tanıdığımız Cenap Doruk da bu ikinci
gruptaki insanlardan biri. Onun hayatındaki aksilikler dizisi gençlik
yıllarında bir türlü sigortalı olamayışından başlayıp futbolculuk yıllarında
bir yönetici yüzünden ağır bir ceza alması ve ardından ağır bir sakatlık
yaşamasına dek uzanıyor. Bunların üstüne
askerlik hizmeti de eklenince bir türlü uzun soluklu bir sporculuk yaşamı
olamamış Cenap Doruk'un. Son olarak, gençliğinde yaşadığı sosyal güvenlik
problemi, emeklilik döneminde bir kez daha karşısına çıkmış. Bütün bunların
ayrıntılarını aşağıda onun ağzından okuyacaksınız:
"1939'da İzmir
İkiçeşmelik'te doğdum. Dört erkek kardeştik biz, ben üç numarayım. Benden bir
büyük olan ve küçük kardeşlerim de amatör olarak futbol oynadılar. En büyük
abim İstanbul'da motor ticaret mektebindeydi, o futbol oynamadı. Babam İzmir'in
ilk şoförler cemiyeti başkanıydı. Çok meraklıydı futbola, İzmirspor'un
hastasıydı. Beni üç-dört yaşından itibaren maçlara götürmeye başlamıştı. Çok
küçük yaştayken çok büyük futbolcuları seyrettim. O zaman Edvin Clark'lar, Joe
Clark'lar vardı, sonradan hocalığımı yapan Sait Altınordu'yu seyrettim.1953
senesinde futbola başladım. İzmirspor'un altı-yedi tane lokal takımı vardı o
zaman, o lokallerde başladım. Benim oynadığım takımın adı Duatepe'ydi. Abim de
oynamıştı o takımda. Çok futbolcu yetişti bu takımlardan. "
Sağ baştaki Cenap Doruk'un takımı Duatepe 1954'te Ödemiş sahasında. Yanındaki futbolcu abisi. |
"Bu lokal takımların
arasında lig yapılırdı. Talebe Çayırı denen İzmirspor sahasında yapılırdı
maçlar. İzmirspor sahasının etrafı o zamanlar bomboştu, apartman filan yoktu.
Sadece bir yanında Bahçelievler diye tek katlı evler vardı. O bölgenin ismi
hâlâ öyledir. Hatay Caddesi yoktu o zaman. Otobüs filan çalışmıyordu, ben
antrenmana yayan gidip geliyordum. Önce etraftaki tarlaları temizlediler. Sonra
aşağıda Behçet Uz'un oturduğu evin oradaki parka kadar otobüs çalışmaya
başladı. Hatay Caddesi ellili senelerde açıldı. Ben iki sene kadar lokal
takımda oynadım. 1955'te Kadifekale semtinin takımı Kalespor'a geçtim."
Kalespor takımı, 1955-56 sezonu. Alt sırada top elinde olan Cenap Doruk. |
"Kalespor'da iki yıl
oynadıktan sonra 1957'de İzmirspor'a geçtim. Zaten ailece İzmirsporluyduk.
Küçükken lokal takımında da oynadığım için beni tanıyorlardı.Ben eski tabirle
sağ açık oynuyordum. Daha sonra futbolumu ilerlettiğim zaman sağ iç mevkiine
geçtim. Santrfor oynadığım da oldu. Metin'le İzmirspor'da beraber antrenmanlara
çıkıyorduk arada. Sonra Galatasaray'da buluştuk. İzmirspor'a geçtiğim zaman
transfer parası olarak 500 lira verdiler. Bir de Kenan Hepakçin diye bir
idarecimiz vardı. İzmir'in meşhur terzisiydi, 500 liraya elbise dikerdi o
zaman. O da bana bir elbise dikti. İlk girdiğim seneler 120 lira maaş
verirlerdi." Cenap Doruk'un çok genç yaşta
İzmirspor'a katıldığı dönemde Tarık Gençay gibi tecrübeli isimler henüz futbolu
bırakmamıştı: "Ben İzmirspor'da Tarık abiyle de beraber oynadım. 59
senesinde milli lig başlamadan bıraktı.
Ben 17-18 yaşlarındayken o 32-33 yaşlarındaydı. Çok istemişlerdi
İstanbul'dan, hem Beşiktaş hem Galatasaray istedi. İzmir'i sevdiği için
gitmedi. Santrhaf da oynardı, santrfor da. Benim için süratli derlerdi, halbuki
o 20 metrelik deparda bana 5 metre fark atardı."
1957-58 sezonu İzmir Profesyonel Ligi'nde İzmirspor formasıyla attığı bir gol. |
Yazının girişinde belirttiğimiz
gibi bir türlü sigortalı olamayışının hikâyesini şöyle anlatıyor Cenap Doruk: "Ben
kaportacıydım, o zaman 35 lira haftalık alırdım. İzmirspor'a geçtiğim zaman
hâlâ çalışıyordum. En son Galatasaray'a geçtiğim zaman bıraktım işi. Ben
İzmir'in en iyi ustasının yanında çalışmıştım. 1954 senesi miydi neydi, sigorta
başladı. O zaman dükkanları geziyorlardı, sigortalı işçi kaydetmek için. Köşe
başında onları gördüler mi bize kaçın diyorlardı. En iyi ben koştuğum için
yakalayamıyorlardı. Benim çıraklarımın hepsi emekli oldu. Ben yakalanamadığım
için sigortalı olamadım. O zaman futbolda da sigorta yoktu, 1965 senesinde
çıktı. En son Manisaspor'da sigortalı olmam lazımdı ama orada da kaydımı
bulamadım. Yani yıllarca sigortasız çalıştım."
İzmirsporlu futbolcular bir arada. Ayaktakiler: Seyfi Talay, Mustafa, Özcan, Koç Doğan. Oturanlar: Nizamettin, Güven Önüt, Cenap Doruk. |
Bir İzmir Profesyonel Ligi maçı. Cenap'ın attığı gol, o zamanlar gazetelerin sıkça başvurduğu bir uygulamayla fotoğraf üzerinde elle boyanarak gösterilmiş. |
Başarılı futboluyla kısa sürede
ilk on birin değişmez elemanı olan Cenap Doruk, Milli Lig'in başladığı 1959'da
amatör milli takımın aday kadrosuna seçilse de o sene ay-yıldızlı formayla
oynama imkânını bulamamış: "1959 senesinde, 1960'ta Roma Olimpiyatlarına
katılacak amatör milli takım seçmeleri vardı. Milli takım Ankara karması,
İstanbul karması, İzmir karması ve bir karma takımın maçları sonucu seçildi.
İzmir karmasından 8 ya da 9 futbolcu seçildi. Bizim (izmirspor) idarecimiz Sami
Özok'tu. Beni seçtirmedi, neden bilmiyorum. O sene yazın ben tatil yapmadım
1959 senesinde, devamlı çalıştım." Bu azminin semeresini ertesi sezon
görmüş Cenap Doruk. Öncelikle kulüp olarak başarılı bir sezon geçirmişler.
Nitekim 1959-60 sezonunun İzmirspor tarihinin en parlak dönemlerinden biri
olduğunu görüyoruz. Kulüp, Milli Ligin bu ikinci sezonunu İstanbul'un üç
büyükleri ardından dördüncü sırada bitirirken, bu başarıda payı olan Cenap
Doruk da milli takım seçicilerinin gözüne girmiş ve hem amatör hem A milli
takım kadrolarına alınmış: "İskoçya maçı için beni direkt olarak A milli
takıma çağırdılar. 1960 ihtilalinin olduğu gün milli takım antrenmanları için
İstanbul'daydık. İhtilal olunca şehir dışına çıkamadık. Sonra İskoçya maçını
Ankara'ya aldılar."
Cenap Doruk İskoçya maçının ilk
on birinde yer alamamış ama bir hafta sonra deplasmanda İtalya'yı 3-1 yenmek
gibi zor bir başarıyı gösteren amatör milli takımda oynamış. Kaleci Cavit
Gökalp, Ahmet Suat Özyazıcı, Bilge Tarhan, Güven Önüt, Uğur Köken gibi birkaç
yıl içinde meşhur olacak isimler yer almış bu takımda: "Amatör milli
takımda PTT'li Cavit vardı ama esas kalecimiz Karşıyakalı Muhip'ti. O çocuk 21
yaşında kan kanserinden vefat etti. İtalya'da,
Roma Olimpiyatları öncesi hazırlık maçında, Katanya'da İtalya amatör
milli takımıyla oynuyoruz. Rivera'ya itiraz ettik, oynatamadılar. Trapattoni,
Fachetti, geleceğin bütün meşhurları oynuyordu. İtalyanları 3-1 yendik o zaman."
Cenap Doruk alçakgönüllü davranıp bahsetmese de, biz üç golün ikisini onun
attığını belirtelim.
Amatör milli takım oyuncuları Moda'da, kamp yaptıkları Mano Palas önünde poz vermişler. Soldan itibaren: Altaylı Yılmaz, üsteğmen ? , Vefalı İbrahim, Bilge Tarhan, Muhip Çağlıdil, Cenap Doruk. |
Genç futbolcu bu başarılı geçen
sezonun sonunda Galatasaray'a transfer olur. Hatta yeni takımına katılmasıyla
birlikte, Temmuz 1960'ta oynanan Cemal Gürsel Kupası maçlarında Beşiktaş ve Fenerbahçe
maçlarında forma giyer. Lakin ondan sonra aksilikler başlar: "Sekiz ay
ceza yedim, ne olimpiyatlara gidebildim, ne lig maçlarında oynayabildim. Güven
Beşiktaş'a, ben, Bahri ve Ayhan Galatasaray'a transfer olduk. İtalya'dan milli
takımla dönüşte idareciler gelip bizi aldılar. Güven'i ve kaleci Cavit'i
Beşiktaşlılar götürdü. Ondan sonra Sami Özok (İzmirspor menajeri), Güven'in
transferine karşı çıktı. Bize amatör futbolcu olarak bir kağıt
imzalatıyorlardı, maaşı 120 lira diye. Onun yanında boş bir yer vardı, sonradan
orayı doldurmuşlar. 120 liradan fazla alırsan amatör değil profesyonel
oluyorsun. Onun yanına 300 lira daha yazmış mesela. O sırada 27 Mayıs ihtilali
olmuştu. Bizi Ankara'ya çağırdılar. O zaman federasyon başkanı Muhterem Özyurt
olmuştu. Altı tane orgeneral var, girdik odaya. Bizi orada adeta yargıladılar,
en sonunda 'Nerede oynamak istiyorsun?' diye sordular. Ben Galatasaray'a
gelmeden altı ay önce rahmetli Baba Gündüz İzmir'e gelip beni babamdan
istemişti. Biz söz verdik. Ben başka hiçbir takımla görüşme yapmadım. Bana
sordukları zaman 'Galatasaray'da oynamak istiyorum,' diye cevap verdim.
Arkasından sekizer ay hepimize ceza verdiler - Ayhan, ben, Güven, Koç Doğan,
Tatar Erdoğan vardı. Hatta Tulum Sırrı diye bir çocuk vardı, Zeki Müren İzmir'e
geldiği zaman bodyguardlığını yapardı. O oynamazdı aslında, ara sıra
antrenmanlara çıkardı, amatör diye listeye yazılmış. Yani biz Güven yüzünden,
daha doğrusu Sami Özok yüzünden ceza aldık."
Gündüz Kılıç ve Turgan Ece arasında Galatasaray'a transfer için ön sözleşmeyi imzalıyor. |
Feriköy'le yapılan bir özel maçta. |
"Fenerbahçe'yi 5-0 yendiğimiz maçın akşamı, Maksim Gazinosu. Ben cezalı olduğum için oynayamadım." |
"İşin tuhafı ben o kadar
çalıştım, amatör milli takımı geçtim, A milli takıma çağırıldım. Yani
olimpiyatlara gitmek için o kadar azmettiğim halde gidemedim. Benim yerime
Beton Mustafa'yı aldılar. Daha önce yüzbaşılıktan istifa edip Beşiktaş'a
transfer olmuştu. Benim yerime o gitti. Sekiz ay boyunca hiçbir resmî maçta
oynayamadım fakat Allah rahmet eylesin, Baba Gündüz Ayhan'ı da beni de bütün
seyahatlere götürdü, bütün primlerden yararlandırdı. Sekiz ay sonra da sezon
bitti. İkinci sezona başladık. O zaman Baba Recep de Galatasaray'a gelmişti.
Oradan bir takımla biz Akhisar'a geldik. O zaman saha rezaletti, koca koca
taşlar vardı. Bir ara güneş gözümü aldı, kaleciyle bir çarpıştık, benim bütün
tendonlar koptu. Dört ay bastonla gezdim."
"Galatasaray kulübünün karşısında Suat Mamat'ın çalıştırdığı bir kahve vardı. Orada kağıt oynuyoruz. Yanımdaki küçük kardeşim. Masada Mete ve Bahri var." |
Bir idman sırasında çekilmiş bu fotoğraf Ali Sami Yen Stadı'nın eski halini göstermesi bakımından ilginç. Kapalı tribün inşaatı devam ediyor. |
"Bir gün kulüpte
oturuyordum. Polis geldi, zaten her gün geliyordu. 'Yahu abi, zaten sakatsın
oynayamıyorsun. Git şu askere, sen de kurtul, ben de kurtulayım,' dedi. Bir
celp kağıdı getirdi, iğnelenmekten delik deşik olmuş. İzmir'e gidiyor, oradan
İstanbul'a geliyor, birkaç kere böyle olmuş. Sonunda Baba Gündüz'e gittim,
durumu söyledim. Önce İzmir Narlıdere İstihkâm Okulunda yaptım askerliği, sonra
Hasdal'a geldim. O sırada 27 Mayıs ihtilalinden sonra asker futbolcular
kulüplerinde oynayamıyordu, o yüzden iki sene de askerlik yüzünden oynayamadım.
Ordu milli takımıyla Atina'da dünya şampiyonasına gittik. Orada üçüncü olduk."
Böylece Cenap Doruk'un büyük
ümitlerle başlayan Galatasaray macerası, toplamı bir düzineyi geçmeyen maçlar
ve askerlikle son bulur. Askerliği bittikten sonra tekrar İzmir'e döner ve iki
sezon (1963-64 ve 1964-65) Göztepe'de oynar. "Efsane Göztepe" tabir
edilen ve büyük başarılara imza atan kadronun doğuşundan hemen önceki geçiş
dönemidir bu. Bir yanda Seracettin, Sedat, Ekrem, İzzet gibi yaşlı
diyebileceğimiz eski oyuncular, diğer yanda Ali, Çağlayan, Gürsel, Nevzat,
Nihat, Ertan gibi genç kuşak oyuncularla birlikte forma giyer. Ardından eski
kulübüne döner.
Göztepe'de bir idman hatırası. Merhum kaleci Seyfi Talay'ın sırtında Kamil, Cenap ve Ceyhan Yazar görülüyor. |
"Göztepe'den sonra bir
sezon yine İzmirspor'da oynadım, zannediyorum 1965-66 sezonu. O zaman antrenör
Refik Vardaroğlu vardı. Sonra ertesi sezon Manisaspor'a gittim. Temmuz'da
transfer oldum, Ağustos'ta evlendim. Manisa'da kaleci Altınordulu Mustafa da
vardı. Orada iki sezon kaldım. 1969'da Almanya'ya gittim. Baldızım daha önce
gitmişti. Evlendikten bir sene sonra eşim de onun yanına gitti gezmeye fakat
orada kaldı. Meğer orada iş bulmuş, bana da iş ayarladılar. O Şubat'ta
gitmişti, Nisan'da da ben gittim. Almanya'da on sene çalışıp döndüm. Döndüğüm
zaman emekli olayım diye müracaat ettim. Dediler ki 11.000 mark para
yatıracaksın, 1986 senesine kadar ödeyeceksin. Kaç para maaş alacağım diye
sorduğumda 19.800 lira dediler. O zamanlar Kastelli'ye 100.000 lira verdiğin
zaman 50.000 lira senede faiz veriyordu. Zaten param da Almanya'dan iki sene
sonra geldi. Emekli olamadım yani. Sonra dükkân açıp Bağ-Kurlu oldum. Yedi sene
boyunca her ay prim ödedim. Sonra basamak yükseltmek için gittiğimde kaydımın
olmadığını söylediler. Sonunda baktım olmayacak, dükkânı kayınpederime devredip
ben sigortaya geçtim. Sonunda 55 yaşına gelince, yaştan emekli olabildim."
İkinci İzmirspor döneminden bir kadro. Ayaktaki oyuncular Turgay Meto, Semih Tüzün, Cenap Doruk, Tuncay Becedek, Cemil Gümüşdere, Doğan Akı ve Nazım Çamlıbel. |
Manisaspor'un 1965-66 kadrosu. |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder