16 Temmuz 2015 Perşembe

Ethem Karpat - Fedakâr Kaleci

Geçen yıl bu vakitlerde hayata veda eden emektar bir Beşiktaş futbolcusunun ölüm haberi, birkaç yıl birlikte oynadıkları takım arkadaşı Süleyman Seba’nın vefatı gibi yankı yaratmamıştı. Cenazesi küçük bir cemaatin katılımıyla sessiz sedasız kaldırılan Ethem Karpat 1940’ların ikinci yarısında Beşiktaş kalesini korurken, kazanılan İstanbul Ligi ve Milli Küme şampiyonluklarında pay sahibi olmuştu.


Ethem Karpat 1921 yılında İstanbul’un Kocamustafapaşa semtinde dünyaya geldi. Dört kardeşi vardı. Önce annelerini, ardından komiser babalarını genç yaşta kaybettiler. Futbola küçük yaşta merak saran Karpat, Küçüksu çayırında yapılan maçlarda, kalenin arkasına kaçan topları toplaya toplaya kaleciliğe heves etmişti. Böylece henüz on beş yaşındayken Anadoluhisarı İdman Yurdu genç takımında kaleci olarak oynamaya başladı. Daha sonra Davutpaşa kulübüne geçti. Fakat öğrencilerin resmi maçlarda oynamalarının yasaklanması üzerine kısa sürede buradan ayrılmak zorunda kaldı. 1941’de Kırıkkale’de askere gitti. Askeri fabrikada görev yaparken bir yandan da kurumun takımında futbol oynadı. İkinci Dünya Savaşı nedeniyle üç yıl süren askerlik hizmetinin son iki yılında yine MKE kurumunun takımı Ankaragücü’nde forma giydi.

1944 yılı sonlarında terhis olan Ethem Karpat, sezon ortasında Beşiktaş takımına girdi. 1939-45 arasında fırtına gibi esip, yedi sezonda altı İstanbul şampiyonluğu kazanan Eşref Bilgiç, Hakkı Yeten, Şeref Görkey, kaleci Mehmet Ali Tanman’lı kadro artık son demlerini yaşıyordu. Lig maçlarında oynama şansı bulamayan Ethem Karpat Beşiktaş formasıyla ilk maçına 13 Mayıs 1945’te Fenerbahçe ile oynanan Milli Küme maçında çıktı. O maçla ilgili hatırladıklarını şöyle anlatıyor: “Antrenman yaparken Hakkı Kaptan bana, ‘Seni Fenerbahçe karşısında oynatacağım,’ dedi. Ben de oynarım dedim. Bu maçta Hakkı Kaptan’ın bir golü vardı ki hayran kalmıştım. Santra düdüğü çalar çalmaz Kemal topu Hakkı Kaptan’a verdi. O da öyle bir vuruş yaptı ki kaleci Cihat uçtu ama topu yakalayamadı. Bu maçı 2-1 mağlupken 4-3 kazandık. Hakkı Kaptan yanıma gelerek, ‘Aferin oğlum sen iyi oynuyorsun,’ diyerek beni tebrik etmişti.” (Beşiktaş dergisi, Haziran 1999)

Ethem Karpat Beşiktaş kalesini koruduğu ilk maçtan sonra
dönemin ünlü spor dergisi Kırmızı-Beyaz'ın kapağında yer almıştı.

Hakkı Kaptan genç Ethem’in birkaç maç sonra piştiğine kanaat getirmiş olmalı ki, 1945-46 sezonunda kaleyi tecrübeli Mehmet Ali’den çok o korudu. Onunla birlikte Faruk Sağnak, Şükrü Gülesin, Kemal Gülçelik, Vedii Tosuncuk gibi genç isimler de takımın geçiş döneminde tecrübeli yıldızlarla bir arada oynadılar. Birbirlerine çabucak uyum sağlayarak o sezon İstanbul Liginde, ertesi sezon Milli Kümede şampiyon oldular. Türkiye futbol birincisi olan Ankara Demirspor’u 4-0 yenerek dönemin süper kupası diyebileceğimiz Başbakanlık Kupasını da kazandılar. Ethem Karpat yıllar sonra o dönemin Beşiktaş takımını şöyle anlatmış: “Devrimizin en önemli golcüsü Baba Hakkı ve onun yönettiği Sabri, Kemal, Şeref, Şükrü ve Vecdi gibi müstesna bir Beşiktaş hücum hattına karşı oynamamanın getirdiği avantaj ile kalemi daha bir emniyet altında koruduğumu itiraf etmeliyim. 40’lı yıllarda bir sezonda 80-90 gol atıyorlardı rakip kalelere. 2-3 gol yesen bile anında bir misli sayıyı yolluyorlardı rakiplerimizin filelerine.” (Beşiktaş dergisi, Temmuz 2012)

Başbakanlık kupasını kazandıktan sonra Baba Hakkı ile birlikte omuzlarda.
Ethem Karpat yukarıda bahsettiğimiz başarılardan sonra iki İstanbul Ligi şampiyonluğu daha görerek 1951 sezonunda futbolu bıraktı. Futbol oynadığı yıllarda muhasebe bölümünde işe başladığı Sümerbank’ta çalışmaya devam edip sosyal hizmetler şefi olarak görev yaptı. Otuz dört senelik hizmetin ardından Sümerbank’tan emekli oldu. Futbolu bıraktıktan sonra da Beşiktaş’la ilişkisini kesmemişti. 1965’ten itibaren divan üyesiydi. Yetmişli yıllarda Süleyman Seba’nın da içinde bulunduğu İdealistler grubunda yer aldı. 1977-79 arasında yönetim kurulunda görev yaptı.

Bu plaket son birkaç yılını geçirdiği
odanın duvarında asılıydı.
Beşiktaş tarihçisi Vala Somalı, Ethem Karpat’ın özelliklerini şöyle tarif ediyor: “Rakip golcülerle karşı karşıya kaldığı pozisyonlarda, kalesini korumak için gerektiğinde tekmelere, tabanlara göğüs geren, gözünü budaktan sakınmayan fedakâr ve çok cesur bir file bekçisiydi. Blokajları, hava toplarındaki zamanlaması, karşı karşıya kaldığı rakip forvetlerin ne zaman, ne yapacağını sezinlemesi, yani sürat-i intikali, en önemli meziyetleri olarak zikredilebilir. Şeref Stadının toprak sahasında yaptığı muhteşem kurtarışlarıyla bazen kedi lakabını aldı, bazen de panter. 1948 yılında en az gol yiyen kaleci olduğundaysa spor sayfalarının manşeti hazırdı: King Kong.” (Beşiktaş dergisi, Temmuz 2012)

Bu çerçeveli fotoğraf Ethem Karpat'ın yatağının başucuna asılıydı.

Ethem Karpat da o yıllarda kaleci olmanın güçlüğünü bir röportajda şöyle anlatmış: “Zamanımızda koruduğumuz kaleye her maçta en azından otuz, kırk top gelirdi. Atlar zıplardık. Hele yediğimiz tabanlar. Harpten çıkardık adeta. Maça gladyatör gibi giyinip çıkardık. Bu yüzden sakatlanma da az olurdu. Şimdikiler defileye çıkıyorlar sanki. Bir don, ince bir kazak. Eskiden toplar kaleye gülle gibi düşerdi. Fenerbahçeli Melih Kotanca, Galatasaraylı ‘Katır’ Cemil, Harp Okulundan Sabahattin Erman gibi çok sert şutları olan, aynı zamanda kalecilere yıpratıcı şarj yapan santrforlar karşısında ayakta kalabilmek hiç kolay değildi bizim zamanımızda.” (Aktaran Vala Somalı, Beşiktaş dergisi, Temmuz 2012)

1945-46 sezonu Beşiktaş kadrosu. Ayaktakiler: Hakkı Yeten, Hristo Kostanda, Rauf Alpaslan, Şükrü Gülesin, Vedii Tosuncuk, Faruk Sağnak, Şeref Görkey, Ethem Karpat. Oturanlar: Yavuz Üreten, Vecdi Çapa, Hüseyin Saygun.
                                                                                                                                                                (Aylık Spor Ansiklopedisi)


Ethem Karpat’ın son yılları futbolculuk günlerindeki gibi parlak geçmedi. Önce eşinin, ardından oğlunun ölüm acısını yaşadı. Son yıllarında yürümekte de zorluk çekince arkadaşları tarafından yaşlılara özel bir bakımevine yatırıldı. Takım arkadaşı Süleyman Seba, kendi sağlığı bozulana kadar onu zaman zaman ziyaret etti. Ethem Karpat takım arkadaşından yaklaşık bir ay önce, 17 Temmuz 2014’te hayata gözlerini yumdu.  

                                           (Beşiktaş dergisi)



Beşiktaş dergisi arşivini paylaşan Murat Arda'ya teşekkürler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder