Hürriyet |
Milliyet |
Hürriyet |
Yeni Asır |
Milliyet |
Kahraman Bapçum kursun başladığı güne ait izlenimlerini 11 Temmuz 1964 tarihli Milliyet gazetesinde şöyle yazmıştı: "Memleketimizde ilk defa tertiplenen ve büyük bir hamle olarak kabul edilen kurs, Türk futbolunun eski yıldızlarını ve şöhretli hocalarını bir araya toplamaktadır. (...) Kursta ilk göreve başlayanlardan Kurs Asistanı Sabri Kiraz sabahtan akşama kadar dosyaların tanzimi ile uğraşmış, daha sonra yine asistanlık görevi bulunan Ordu Spor Okulu beden eğitimi öğretmeni Doğan Andaç'la birlikte antrenörlerin yatak numaralarını hazırlamıştır. Hazırlanan listeye göre antrenörler 4'er kişilik odalarda yatacaklardır. (...) Kampın idare müdürlüğüne tayin edilen İzmirsporlu Sami Özok '40 yıldır futbolun içindeyim, bu kadar yıldızı bir arada görmedim' demektedir."
Kurs boyunca Manisa'daki okula kamp kurduğu anlaşılan Kahraman Bapçum Milliyet'te "Şöhretler Kursundan" başlığıyla hemen her gün röportajlar yayınlıyordu. Bapçum kursa katılan antrenörlerin yaş yelpazesini şu sözlerle özetliyordu: "Son resmi maçını 1939'da oynamış ve o maçta attığı iki golle G.Saray'a 4-0 yenik durumdan, takımını 5-4 zafere ulaştırmış Altaylı Vahap Özaltay, ilk resmi maçını 1939'dan çok sonra oynamış eski F.Bahçe kalecisi Selahattin Ünlü'ye hoş geldin diyordu."
Açılış töreni devletin üst düzey spor bürokrasisinin gövde gösterisine sahne olmuştu. Dönemin Devlet Bakanı Malik Yolaç ve Futbol Federasyonu Başkanı Muhterem Özyurt birer konuşma yaptılar.
Yeni Asır |
Kahraman Bapçum bir başka gün şunları yazıyordu:
"Türk futbol antrenörlerinin hemen hepsinde doğrudan doğruya futbol konusunun dışında kalan fizyoloji ve hijyen problemleri şuurlandırılmaktadır. Ama gene açıkça görülüyor ki, antrenörlerimiz - belki birkaç istisna vardır, biz rastlamadık - konunun çok yabancısıdırlar.
'Haftaymda eski bir alışkanlığı devam ettirip gidiyor ve limon yediriyoruz, halbuki... ya gittiğimizde...'
'Maç günü yemek meselesini bir türlü halledemedim birader. Acaba şimdiye kadar yaptığımız gibi o gün hafif yemek vermemiz doğru mu?'
Sonra bunlar devam edip gidiyor. Sohbetlerde bu konu açılmaya görsün: Hepsinde bir boşluğu dolduramamış olmanın üzüntüsü. (...)
En az okumuşundan, en bilgilisine kadar, en meşhurundan en isimsizine kadar, en eskisinden en yenisine kadar Türk futbol antrenörleri futbolcunun futbol dışındaki davranışının nasıl olması gerektiğini, ve bu gerekişin nedenlerini aramak yolundadırlar. Ve yazık, çok yazık ki pek çokları hiç, ama hiçbir şey bilmediğini açıklamaktan çekinmemektedir."
Milliyet |
Futbol sahalarında çektiği unutulmaz fotoğraflarla tanıdığımız İsmet Gümüşdere ise Hürriyet gazetesinde şunları yazıyordu:
"İşte futbol piyasamızın ön planda gelen 58 siması. Bir revizyon amacıyla tertiplenen seminerde tekrar futbol öğreniyorlar. Manisa'daki seminer çok enteresan sahnelerle dolu. Vaktiyle birbirlerine tekme atmış veya gol atmış olanların hatıraları o kadar çok ki. Bir bakıyorsunuz, salon kahkahadan kırılıyor. Şakalaşmalar, espriler gırla gidiyor. Ama bir de ders saati başladığı zaman her şey değişiyor, sıralarında kuzu gibi sessizleşiveriyorlar (...)
Bu arada kursiyerler hocaya, 'Sizin bütün bu anlattıklarınız iyi hoş. Ama bu dediklerinizi yapmak için bizde tesisler yok. Varsa da eksik...' (...)
'Tesisler hakkında şikayetinizi bana değil de açılışı yapan Devlet Bakanına söyleyiniz.' "
Hürriyet |
Spor basınımız alışıldığı üzere bu organizasyonu da sansasyonel başlıklar atmak için kullanıyordu. Alman hocanın antrenörlerimizi 'fırçaladığı' yazılıyordu.
Yeni Asır |
Kurs sonunda yapılan sınav yine magazinvari bir şekilde işlenmişti.
Hürriyet |
Yirmi gün boyunca işlenen teorik ve pratik derslerin ardından yapılan sınavla birlikte kurs 30 Temmuz 1964 tarihinde sona erdi. Kursa katılanlar diplomalarını aldılar.
Milliyet |
Kurs sırasında çekilen bu 'aile fotoğrafı' Türk futbolunun birkaç kuşağını bir araya getiren önemli bir belge oldu.
emek verilmiş..eline sağlık
YanıtlaSil