Tarih 14 Mart 1954. O zamanki adıyla Mithatpaşa Stadı,
futbol tarihimizin en önemli maçlarından birine sahne oluyor. Milli takım 1954
Dünya Kupasına katılabilmek amacıyla İspanya'yla oynuyor. Takımlar sahaya
çıktığı zaman Türkiye kadrosunda uzun boylu bir genç dikkat çekiyor. Kasımpaşa
takımının santrhafı Çetin Zeybek o gün ilk defa giydiği ay-yıldızlı formayla
sahada yer alıyor. O günlerin oyun sisteminde santrhaf mevkii takımın en önemli
yerlerinden biri, nitekim genç Çetin'in görevi de İspanya'nın ünlü santrforu
Kubala'yı tutmak. O gün ay-yıldızlılar takım olarak iyi bir mücadele sergiliyor
ve Canavar Burhan'ın golüyle İspanya'yı 1-0 yeniyorlar. Sonrasını biliyorsunuz;
İspanya'daki ilk maçı 4-1 kaybetmemize rağmen o günkü statü gereği gol
averajına bakılmıyor ve tarafsız saha Roma'da üçüncü maç yapılıyor. 2-2
beraberlik ve sonuçta Franco isimli küçük İtalyan çocuğun çektiği kurayı
kazanarak İsviçre'de düzenlenecek Dünya Kupasına ilk kez katılmaya hak
kazanıyoruz.
Üç büyük kulübün
futbolcularının hakimiyeti altındaki milli takıma Kasımpaşa'dan seçilme
başarısını gösteren Çetin Zeybek 1930'da Bandırma'da dünyaya geldi. İlk ve orta
okulu Bandırma'da okudu. Forma giydiği ilk takım, Bandırma'nın o senelerdeki en
popüler kulübü İdmanyurdu Gençlik oldu. Çetin Zeybek bu olayı şöyle anlatıyor:
"Lisede okuduğum yıl, Bandırma'da Marmara Gençlik takımı resmen, yeni
kurularak tüm iyi futbolcuları kadrosunda toplamıştı. O hafta da Marmara ile
İdmanyurdu Gençlik arasında özel bir maç vardı. Ancak tüm kaliteli futbolcular
Marmara Gençlik'te toplandığından İdmanyurdu takım kurmakta zorlanıyordu.
Bandırma ise o günlerde bu maçın heyecanıyla çalkalanıyordu. Maç günü öğleyin,
eve doğru gidiyordum. İdmanyurdu Kulübü lokalinin önünden geçerken yöneticisi
Rafet Takunyacı bana seslendi. Yanına gittim. 'Şuradan kendine bir futbol
ayakkabısı seç. Öğleden sonraki maçta Marmara'ya karşı oynayacaksın,' dedi. Çok
şaşırdım. Henüz 16 yaşındayım ve kendimi hazır hissetmiyorum. Neyse maça
çıktım. O gün şöhretli futbolculardan kurulu Marmara ile başa baş mücadele
ederek 2-2 berabere kaldık. Bir hafta sonraki rövanş maçındaysa aynı kadroyla
Marmara'yı 2-0 yendik."1
Memleketin her köşesinde henüz lise bulunmayan o yıllarda
eğitimine devam etmek isteyen Çetin Zeybek Balıkesir'e gitti. Balıkesir
Lisesi'nde okuduğu yıllarda şehrin en kuvvetli takımlarından Karesi'de abisi
Rıfkı Zeybek ile birlikte futbol oynamayı sürdürdü. Balıkesir ile Bandırma
arasında eskiden beri yaşanan yoğun rekabette, Karesi formasıyla memleketinin
takımına karşı oynadı. Bu konudaki anısını bizzat Çetin Zeybek'ten aktaralım:
"Balıkesir Lisesi'nde okurken öğrenci lisansıyla futbol oynadığımdan
sadece Balıkesir takımlarında forma giymeme izin verilirdi. Bu nedenle, zorunlu
olarak Balıkesir Karesi takımının formasını giyiyordum. O zamanlar tüm
arkadaşlarım Bandırma takımlarında yer aldıklarından, beni adeta dışlamışlardı.
O gün Balıkesir'de, Balıkesir Karesi ile Bandırma İdmanyurdu Gençlik arasında
şampiyonluğu etkileyecek bir maç vardı. Attığım iki golle öne geçtik.
İdmanyurdu kalecisi Zoga Ahmet attığım ikinci golden sonra dayanamayarak bana
şöyle bağırdı: 'Çetin, bana bunu da mı yapacaktın?' Ardından İdmanyurdu bir
bahane ile sahadan çekildi."2
Birkaç yıl sonra Kasımpaşa'da bir araya gelecek Seracettin Kırklar (solda) ve Çetin Zeybek Balıkesir Karması takımında. (1920'den 2007'ye Bandırma'nın Spor Yolculuğu) |
Karesi takımı oyuncuları Mayıs 1950'de Haydarpaşa Garı önünde. Çetin Zeybek ayakta, sağ başta. (Asaf Güngören) |
1950'de liseyi bitiren Çetin Zeybek, Karesi takımından
arkadaşı Erdoğan Güngören ile birlikte üniversite eğitimine devam etmek üzere
İstanbul'a gitti ve Eczacılık Fakültesi'ne girdi. Tahsiline devam ederken 1951-52
sezonundan itibaren Kasımpaşa takımında futbol oynamayı da sürdürdü. Ancak,
oynadığı mevkide bir değişiklik olmuştu. Bandırma'da ve Karesi'de hep sağ iç
olarak oynayan Çetin yeni kulübünde santrhaf olarak görev yapıyordu. Bu
değişikliği birkaç yıl sonra takım arkadaşı Sedat Günertem'in kendisiyle
yaptığı röportajda şöyle açıklıyordu: "Kasımpaşa kulübüne geldiğim zaman
santrhaf mevkii boştu. İdareciler ve antrenörüm fizik kabiliyetimi nazarı
itibara alarak bir iki deneme maçından sonra beni bu mevkide oynatmaya karar
verdiler ve böylece santrhaf mevkiine yerleştim. İlk maçım da Fenerbahçe'ye 1-0
kaybettiğimiz ve hayatımın sonuna kadar unutamayacağım maçtır."3
Zaman geçtikçe yeni mevkisindeki acemiliğini atan Çetin
Zeybek iyi bir santrhaf oldu. 1.85 gibi o döneme göre uzun sayılan boyu da
bunda avantaj sağlıyordu. Takım arkadaşı kaleci Sedat Günertem'in ifadesiyle, "Havadan
top geçirmez, güçlü, mücadeleci, iyi bir 5 numaraydı." 1953-54 sezonu
Çetin Zeybek'in futbol hayatının en parlak dönemi oldu. Bandırma'dan arkadaşı
Seracettin Kırklar'ın da kadrosunda yer aldığı Kasımpaşa o sezon Fenerbahçe'yi
3-2 ve 1-0 yendi, Galatasaray ve Beşiktaş'la birer maçta berabere kaldı.
Genellikle alt sıralarda yer alan takım, üçüncü olan Fenerbahçe'yle aynı puana
ulaşarak İstanbul Profesyonel Ligini averajla altıncı sırada bitirdi. Bu
başarıda önemli rol oynayan Çetin Zeybek de bunun ödülünü milli takıma
seçilerek aldı.
Bir Beşiktaş-Kasımpaşa maçı (Sedat Günertem) |
Yazının girişinde de bahsettiğimiz gibi İspanya ile Dünya
Kupasına katılmak için yapılan üç maçın ikisinde forma giydi. Roma'daki üçüncü
maçtan sonra yaşadıkları sevinci anılarında şöyle anlatmıştı: "90 dakika
2-2 sonuçlandı. Bu nedenle iş Dünya Kupası'na gidecek takımı kurayla belirlemeye
kaldı. Hakem futbolculara soyunma odasına gitmelerini, kendisinin, Türkiye ve
İspanya yöneticilerinin katılımıyla stadın bir odasında kura çekeceğini
söyledi. Biz soyunma odamıza geçerek heyecanla beklemeye başladık. Aradan bir
süre geçmişti ki dışarıdan, 'Türkiye, Türkiye,' diye bir ses duyduk. Baktık ki
futbolcu arkadaşımız Beton Mustafa bağırarak geliyor. Kurayı bizim
kazandığımızı, İsviçre'deki Dünya Kupası'na bizim katılacağımızı söyleyince bir
sevinç yumağı olarak birbirimize sarıldık. Meğer Beton Mustafa maçtan sonra
acele giyinerek kuranın çekildiği odaya girip, ardından da müjdeyi bize
ulaştırmıştı. Daha sonra bu kurayı hakemlerin küçük bir çocuğa çektirdiğini
öğrendik."4
İstanbul'da 1-0 kazanılan İspanya maçından sonra. (İstanbul Ekspres) |
Çetin Zeybek Dünya Kupasına giden milli takım kadrosunda da
yer aldı ve üç maçın tümünde forma giydi. Ne var ki Almanya ile yapılan ve 7-2
kaybettiğimiz son maçta ciddi bir sakatlık geçirdi. Futbolcuların o yıllarda
kâbusu olan menisküs sakatlığı yüzünden uzun müddet futbol oynayamadı. Yaşadığı
sakatlığı şöyle anlatıyordu: "Maçın ilk devresinde havadan gelen topa
Fritz Walter ve sol haf Rober'le birlikte çıktık. Yere düştüğüm zaman sağ
bacağım dizimden dönmüştü. Beni saha kenarına alarak tedavi ettiler. Oyuna
tekrar sağ açık olarak başladım. Verilen bir pasa yetişmek isterken olduğum
yerde yığılıp kaldım. Maçın geri kalan kısmını saha kenarında sedyede
seyrettim." Dünya Kupasından dönüşte uzun müddet idmanlara bile çıkamadı. 1954-55
sezonunun üçüncü haftasındaki Emniyet müsabakası o sezon oynadığı ilk ve son
maç oldu. İkinci yarısında forvete geçip bir de gol attığı bu maçtan sonra sezonu
kapadı.
O tarihlerde ülkemizde menisküs ameliyatı yapılamadığından
sakatlanan futbolcular yurtdışına gönderiliyordu. Fakat maddi imkânları kısıtlı
olan Kasımpaşa kulübü futbolcusunu tedavi ettirmek için uzun süre beklemek
zorunda kaldı. Sonunda federasyonun da desteğiyle İstanbul'a gelen yabancı bir
hekim tarafından ameliyat edilen Çetin Zeybek, 1955-56 sezonunda birkaç maçta
oynadıktan sonra sakatlığı nüksetti. Milli futbolcu sahalarda son kez 1959-60
sezonunda görüldü. Milli Lige yükselen Feriköy takımının antrenörlüğünü o sezon
Gündüz Kılıç üstlenmişti. Baba Gündüz bu tecrübeli futbolcuyu da kadroya katmak
istiyordu. Çetin Zeybek sakat olduğunu belirtip önce teklifi reddetse de Baba
Gündüz'ün ısrarına karşı koyamadı ve Feriköy takımına transfer oldu. Fakat
artık eski veriminden eser yoktu. Maç kadrosuna giremeyen oyuncuların yer
aldığı birkaç özel maçta oynadı ve 6 Şubat 1960'da İzmir'de oynanan
Altınordu-Feriköy lig müsabakasıyla son resmî maçına çıktı.
Feriköy-Elektrik takımları arasında oynanan hazırlık maçı. Çetin Zeybek sağdaki çubuklu formalı oyuncu. (Milliyet) |
Bandırmaspor yedek kulübesi bir maçta. Soldan sağa: umumi kaptan Mustafa Kılkışlı, antrenör Erdoğan Tokol, Çetin Zeybek ve yedek kaleci Taner. (Levent Tavgaç) |
Kasımpaşa'da oynadığı yıllarda Eczacılık Fakültesinden mezun
olan Çetin Zeybek futbolu bıraktıktan sonra memleketi Bandırma'ya dönerek bir
eczane açtı. 1965'te kurulan Bandırmaspor'un kurucu üyeleri arasında yer aldı.
Bu kulüpte uzun yıllar boyunca yöneticilik ve umumî kaptanlık yaptı. 1980'lerde
siyasete atıldı ve SHP'nin Bandırma ilçe teşkilatı kurucuları arasında yer
aldı. 1987 genel seçimlerinde Balıkesir ikinci bölgede SHP'nin birinci sıradaki
milletvekili adayı olması onun sevilen kişiliğinin göstergesiydi. Çetin Zeybek
9 Kasım 1990'da geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybettiğinde henüz 60
yaşındaydı.
(1920'den 2007'ye Bandırma'nın Spor Yolculuğu) |
2- a.g.e.
3- Günlük Spor gazetesi, 29 Ocak 1957.
4- 1920'den 2007'ye Bandırma'nın Spor Yolculuğu.
Bu yazının hazırlanmasındaki değerli katkılarından ötürü Asaf Güngören ve Levent Tavganç'a teşekkürlerimi sunarım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder